Gastrik BypassYa da ‘Midem küçüldü.’
Obezite ya da halk deyimiyle aşırı şişmanlığın tedavisinde en yaygın tercih edilen yöntem gastrik bypass ameliyatıdır. “Morbid obezite” tanımını da aşırı ve hastalıklı şişmanlık olarak yapabiliriz. Gastrik bypass özellikle de fazla kiloların vücutta yağ dokusuna dönüşerek farklı sağlık sorunlarına sebep olduğu morbid obezitenin tedavisinde kullanılan bir cerrahi işlemdir.
Gastrik bypass ameliyatı ile aşırı kilonun neden olduğu şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kötü kolesterol gibi hastalıklar daha kolay kontrol altına alınabilir.
Gastrik Bypass ameliyatı hem mide kapasitesini küçülterek ya da kısıtlayarak hem de ince bağırsakların belli bir bölümünü devre dışı bırakarak kilo kaybı sağlayan bir prosedürdür. Gastrik bypass özellikle yağlı ve karbonhidratlı gıdaların bağırsaklardan emiliminin azaltılması için uygulanan bir ameliyattır.
“Midem küçüldü”
Hani kendi içimizde konuşurken, iştahımızın azaldığını anlatmak için “midem küçüldü” deri yaz, aslında gasrik bypass ameliyatı sonrasında yaşanan tam da budur.
Evet, bu ameliyat ile hastanın midesinin %90’lık bölümü devre dışı bırakılır. Midenin kalan %10’luk bölümü ince bağırsağın 150 cm kadar ilerisine bağlanır ve ameliyat tamamlanır. Gasrik bypass ameliyatı sonrasında alınan besinler midenin %10’luk bölümüne gider ve bu küçük bölümün mide duvarında oluşan gerilim sayesinde erken tokluk hissi oluşur. Gıdaların ince bağırsağın orta kısmına aktarılması ile beraber karbonhidrat, şeker ve yağların ince bağırsaklarda emilimi gerçekleşmeden yani kana karışmadan vücuttan atılması sağlanır.
Gastrik Bypass Ameliyatı Çeşitleri Nelerdir?
Bu cerrahi operasyon, Gastrik Bypass ameliyatı ve Mini Gatrik Bypass ameliyatı olarak ikiye ayrılır.
Gastrik bypass ameliyatlarının ortak amacı midenin küçültülmesi ve tüketilen gıdaların daha hızlı bağırsaklara ulaşmasını sağlamaktır. Böylece bir taşla iki kuş vurulur, iki hedef birden sağlanmış olur.
İlk hedef midenin küçültülmesiyle hastanın daha kolay tokluk hissine sahip olmasıdır. İkinci hedef ise besinlerin süratle bağırsak sindirimine geçmesidir. Böylece daha kalori ve çok daha az kilo alımı sağlanır.
Mini gastrik bypass ameliyatlarında ise vücuttan herhangi bir parça kesilmemektedir. Bu nedenle hasta süratle iyileşmektedir.
Bu operasyonla alınan besinlerin mevcut kalori değerlerini düşürmek için doğrudan mide – ince bağırsağa daha kısa bir yol çizilir. Aslına normal gastrik bypass ameliyatındaki hedef de budur.
Peki ikisi arasındaki fark nedir?
En belirgin fark vücuttan herhangi bir şeyin çıkartılmaması konusudur.
Mini gastrik bypass operasyonundan sonra obezite hastası en az iki en fazla dört gün hastanede kalarak taburcu edilmektedir.
Gastrik Bypass Ameliyatı Kimlere Uygulanır?
VKİ değeri 35-40 arasında olup, kilo fazlalığına bağlı gelişen bir hastalığı (Hipertansiyon, kalp hastalığı, Tip-2 şeker hastalığı, uyku apnesi, eklem hastalığı vb.) olan kişiler,
18-65 yaş arası hastalar,
Obezite hastası olup diyet ve sporla kilo veremeyenler,
Ameliyatı ve anesteziyi kaldırabilecek durumda olanlar,
Gastrik Bypass ameliyatını olabilirler.
Mide Bypass Ameliyatını Kimler Olamaz?
Ciddi ve tedavi altında olmayan psikiyatrik hastalığı olanlar,
Madde veya alkol bağımlılığı olanlar,
Ciddi hormonal bozukluğu olan hastalar,
Ameliyat sonrası diyet konusunda ve gerekli hayat stili değişikliği yapamayacak olan hastalar,
Anestezi almaya engel olacak hastalığı olanlar,
Kanser hastaları,
1 yıl içerisinde gebelik planlayanlar,
Mide bypass ve obezite ve metabolik cerrahi ameliyatlarını olamazlar.
Gastrik Bypass Ameliyatı Öncesi Yapılması Gerekenler Tetkikler Nelerdir?
Gastrik Bypass ameliyatı öncesinde hastalar birtakım tetkikler ile değerlendirilir.
Yapılan tetkikler şöyledir:
Kan ve biyokimya testleri
Hormon testleri
Hemogram
Hepatit testleri
Tüm batın ultrasonu
Mide endoskopi
Akciğer grafisi
Kalp grafisi (EKG)
Akciğer solunum testi
Gerekliyse efor testi ve elektrokardiyografi
Yapılan tüm bu testlerin ardından anestezi, dâhiliye, kardiyoloji, göğüs hastalıkları ve endokrin birimlerinden uzmanlar tarafından gereken tüm muayene ve incelemeler yapılır. Hastanın ameliyat olmasına engel bir durum varsa kontrol edilir, ameliyat sonrası yeniden kilo almaya sebep olacak altta yatan olası bir hastalığın tespiti yapılır. Uzmanların onayları ve önerileri dâhilinde tedavi öncesi ve sonrası uygulanacak adımlar özenle planlanır.
Gastrik Bypass Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Günümüz modern cerrahi yöntemlerinin sayesinde bu ameliyatlar artık rutin olarak laparoskopik cerrahi ile yapılmaktadır. Laparoskopik cerrahide, ameliyat alanına ulaşmak için karnınız açılmamaktadır. Büyük kesik ya da yaralar olmadan, ileri teknolojinin desteğiyle ameliyat yapılmaktadır.
Günümüzde rutin işlem olarak laparoskopi en sık kullanılan yöntem olsa da, robotik cerrahi de alternatif bir ameliyat yöntemidir.
Nadir olarak bu ameliyatların açık cerrahi ile de uygulanması söz konusudur. Açık cerrahi, genelde laparoskopi ya da robotik cerrahi esnasında ortaya çıkabilecek herhangi problemlerden sonra uygulanabilecek bir yöntemdir.
Şu unutulmamalıdır ki her kapalı yöntem (Laparoskopik veya Robotik) belli oranda açık cerrahiye geçme potansiyeline sahiptir.
Midenin hacmini küçültmeye ve emilimi kısıtlamaya yönelik yapılan bu operasyon iki aşamalıdır. Kapalı yöntemle yapılan operasyonun ilk aşamasında midenin girişinde 30 ml hacminde küçük bir mide tüpü oluşturulur ve kalan büyük mide tamamen ayrılır. Bu büyük mide karın içerisinden çıkarılır ve salgılarını üretmeye devam eder. İkinci aşamada ise küçük mide tüpüne ince bağırsak ile bağlantı yapılır. Bu bağlantı aracılığı ile besinler büyük mideyi bypass eder ve ince bağırsağa geçiş yaparak çalışır. Bu işlem sonucunda tüketilen gıdaların miktarını kısıtlar. Böylece daha az yemek ve daha az emilim sonucunda kilo kaybını görmek mümkün olabilir.
Gıda alımını kısıtlayıcı bu yöntemin iki çeşidi bulunur. İnce bağırsakların ayrılmadan halka şeklinde mideye bağlanması işlemine mini gastrik bypas adı verilir. Roux en Y gastrik bypass’da ise ince barsak ayrılarak bir ucu mideye diğer bir ucu ise belli bir mesafeden tekrar ince barsağa bağlanır. Bu iki işlem de birbirine yakın sonuçlarla kilo vermeye katkı sağlar. Kısacası bu işlem sonrasında hasta az gıda tüketip, tükettiği gıdalardan da az yararlanabilir.
Gastrik bypass ameliyatı tüp mide ile kıyaslandığında daha belirgin sonuçlar verebilir.
Kişide açlık hissi azalır ve tokluk hissi artış gösterir. Buna bağlı olarak da kişinin kan şekeri de düzgün seyreder. Operasyon sonrasında gıda alımını kısıtlayıcı yöntem olması sebebi ile kişinin fazla kilolarının %60 ila 80’ininde kayıplar gözlemlenebilir. Ancak gastrik bypass işleminin tüp mideye oranla komplikasyon oranı daha yüksektir ve işlem sonrasında uzun süreli veya hayat boyu ilaç kullanılması gerekebilir.
Gastrik Bypass Ameliyatının Avantajları Nelerdir?
Gastrik Bypass ameliyatı sonrasında güçlü iştah duygusu olmadan, küçük porsiyonlarla uzun süreli kilo kontrolü sağlanabilir.
Çoğu hasta için uzun vadede kilo kaybı ve kilonun korunması başarılıdır. Kilo kaybına bağlı olarak başta Tip 2 diyabet olmak üzere şişmanlığın yol açtığı yandaş hastalıklar için kalıcı çözümler ortaya çıkar. Ameliyat sonrasında hastalar, fiziksel ve psikolojik anlamda memnuniyet yaşarlar.
Mide Bypass Ameliyatı Dezavantajları Nelerdir?
Hastanede kalış süresi daha uzundur.
Emilim bozukluğu yaptığından hayat boyu en az iki vitamin ve mineral takviyesi gerekir. Vitamin kullanılmadığı takdirde ağır vitamin eksikliği sendromu görülebilir.
Gastrik Bypass Daha komplike ve daha uzun süren bir ameliyattır, bu yüzden komplikasyon oranları daha fazladır.
Daha yakın takip gerektirir.
Dumping sendromu görülebilir.
Karın içerisinde endoskopi ile görüntülenemeyen mide kalır.
Mide Bypass ameliyatı sonrasında bağırsaklarla ilgili tıkanıklık ve ülser gibi sorunlar görülebilir.
Gastrik Bypass Ameliyatı Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?
Cerrahi müdahaleden sonra diyetisyen kontrolünde bir beslenme önerilir.
İlk 6-8 hafta önce sıvı püreler ile beslenmeye başlanır.
Adım adım beslenme sürecinde bir normalleşmeye gidilir.
3 – 6 ay içerisinde hastanın sağlığıyla uyumlu olarak yeni beslenme düzenine geçilir.
Bu süreç içerisinde hastalar vitamin, mineral ve kalsiyum gibi takviyeler alabilirler.