Bariatrik Cerrahi Hakkında Yanlış Bilinenler

Bariatrik Cerrahi Hakkında Yanlış Bilinenler

Yanlışı

Ameliyat intihar riskini arttırır.

Doğrusu

Bariatrik cerrahiye başvuran obez/ aşırı obez bireylerde depresyon veya kaygı bozukluklarına sık rastalanmaktadır. Genellikle düşük özgüvenli olmaları ve hayat kalitelerinin normal kilodaki bireylere göre daha düşük olması bunun sebebi olarak görülmektedir. Bariatrik cerrahi bu anlamda hastaların çoğunluğunda psikolojik ve sosyal olarak iyileşme sağlarken, önceden teşhis edilmemiş psikolojik bozuklukları olan bazı hastalar yaşam stresinin üstesinden gelemeyip intihar edebilirler. Bununla ilgili yapılan iki büyük çalışmada, bariatrik cerrahi geçiren hastaların intihar etme oranlarında az da olsa bir artış görülmüştür. Böylelikle kapsamlı bir şekilde oluşturulan bariatri programlarına cerrahi işlemden önce psikolojik değerlendirme dahil edilirken, cerrahi işlem sonrasında ise hastanın konsültasyonu için davranış terapistlerine başvurulmaktadır.

Yanlışı

Bariatrik hastalar, vitamin ve mineral eksikliklerinden dolayı ciddi sağlık sorunları yaşarlar.

Doğrusu

Bariatri işlemleri geçiren hastaların besin alımının veya bağırsak emiliminin azalması sonucu, vücutlarında vitamin ve mineral eksikliğine rastlanabilmektedir. Böylelikle, bariatri işlemlerinin neden olduğu emilimin derecesine göre takviye yapılacak besinler de değişmektedir. Malabsoptif (emilimin az olduğu) bariatrik işlemlerin protein eksikliği riskini arttırdığı bilinirken, oluşan vitamin/ minerallerin eksikliği ve protein eksikliği sağlığı olumsuz etkileyebilmektedir. Uygun diyet, beslenme takviyeleri (vitaminler, mineraller=mikrobesin) ve bazı durumlarda protein takviyeleri ile cerrahi sonrası oluşan besin eksiklikleri önlenebilmekte ve çeşitli bariatrik prosedürlere uygun besin rehberi oluşturulabilmektedir. İşlem öncesi ve sonrası hastalara beslenme ve ihtiyaç duyacakları takviyeler hakkında bilgi verilmeli ve baritrik  beslenme uzmanı tarafından izlenmelidir. Ayrıca, hastaların düzenli olarak vitamin ve mineral değerlerini kontrol ettirmesi gerekmektedir. Vitamin ve mineral eksikliklerine bağlı olarak görülen herhangi bir sağlık sorununun oluşması sonucunda hastanın bariatrik ekibi tarafından izlenmesi sorunun önüne geçebilmektedir. Bu gibi eksikliklerin sebebiyet verdiği sağlık problemlerinin oluşması, genellikle cerrahı ve bariatrik ekibiyle düzenli olarak iletişim halinde olmayan hastalarda görülmektedir.

Yanlışı

Birçok obez hasta ameliyattan sonra alkole bağımlı hale gelir.

Doğrusu

Aslında obez hastaların sadece küçük bir yüzdesi ameliyat sonrası alkol sorunu yaşadıklarını belirtiyor. Ameliyattan sonra alkolü kötüye kullananların çoğu (hepsi değil) ameliyattan önce alkol bağımlılığı sorunu yaşayanlardır. Obezite cerrahisinden sonra alkole duyarlılık (özellikle hızlı kilo verme döneminde alkol alırken) artar; Böylelikle alkolün etkileri ameliyat öncesine göre daha az alkol tüketimi ile hissedilir. Araştırmalar, bariatrik cerrahi (mide baypas veya tüp mide gibi) geçiren hastaların, alkolü ameliyatsız hastalara göre kan dolaşımına daha hızlı emdiğini göstermektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı, obez hastalara bazı alkol önlemleri almaları tavsiye edilir:

Hızlı kilo verme döneminde alkollü içeceklerden kaçının.

“Unutmayın, az miktarda alkol bile bu dönemde zehirlenmeye (toksisiteye) neden olabilir.

"Alkol içtikten sonra araba kullanmaktan veya koşmaktan kaçının.

"Alkol hayatınızda bir sorunsa, yardım alın

Ameliyattan sonra alkol almanın sizin için bir sorun olabileceğini düşünüyorsanız, doktorunuza veya obezite cerrahınıza danışın.

 

Yanlışı

Cerrahi işleme başvurmak kolaya kaçmaktır. Obez insanlar için diyet ve egzersiz programları kilo vermek ve kiloyu korumak için yeterlidir.

Doğrusu

Aşırı obez olan kişiler (morbid obez), diyet ve egzersiz yaparak uzun süreli kilo vermekte zorlanırlar. Ulusal Sağlık Uzmanları Paneli (The National Institutes of Health Experts Panel) uzun dönem kilo kaybının ve bu kilo kaybını korumanın, aşırı obezler için neredeyse imkansız olduğunu ve bariatrik ameliyatın tek çare olduğunu kabul etmiştir. Bariatrik ameliyatlar, uzun süreli kilo kaybını korumada etkilidir; çünkü bu işlemlerde; diyetle hızlı ve çok kilo vermiş kişilerde gelişen, tekrar kilo alma yani yoyo sendromu gelişmez.

Diyet sırasında istirahatte ve aktiviteyle enerji harcaması çok az olur. Aynı zamanda açlık hissi ile devamlı iştah artar. Örneğin, 100 kilodan 80 kiloya inen kişinin vücudu, 100 kg ağırlığındaki birinin vücudundan daha az kalori yakar. Yine diyet yaparak 100kg’dan 80kg’a düşen birinin, doğal olarak aynı (80kg) ağırlığa sahip olanlardan daha az kalori harcar. Bunun nedeni, biyolojik farklılıktır.

Diyetten farklı olarak, bariatrik cerrahi geçiren kişilerdeki kilo kaybı, enerji tüketimini daha az seviyelere düşürmez. Hatta bazı çalışmalar, bu operasyonların enerji harcamalarını artırabileceğini gösteriyor. İlaveten diyetten farklı olarak bazı bariatrik ameliyatlar, enerji alımını azaltmaya yardımcı olan biyolojik değişikliklere neden olur. Ameliyatla enerji alımında azalma; besin alımını sınırlayan veya besin maddelerinin emilim yetersizliğine neden olan mide veya bağırsakta anatomik değişikliklere bağlıdır. Ayrıca bariatrik cerrahi; açlık hissini azaltır, iştahı azaltır ve beyinle etkileşime girerek doyma hissi oluşturan bağırsak kaynaklı hormonların üretimini arttırır. Bariatrik cerrahi, bu nedenlerden dolayı diyetin aksine uzun süreli kilo vermeyi sağlar.

 

Yanlışı

Metabolik ve bariatrik cerrahi geçiren çoğu insan tekrar kilo alır.

Doğrusu

Hastaların yüzde 20'si ameliyattan yaklaşık iki yıl sonra kilo almaya başlayabilir, ancak çok fazla olmasa da (kilo verdikten sonra verdikleri ağırlığın yaklaşık yüzde 5'ini alırlar). Bu dönemde kilo alımı normale dönüş değil, sadece birkaç kilo almaktır. Aslında operasyonun etki mekanizmaları çalışmaya devam ettiği için yapılan hatalar çok kısa sürede giderilerek bu durum düzeltilebilir. Hastaların yaptığı en büyük hata, ameliyatla obeziteden kurtulduklarını düşünmeleri ve takibi reddetmeleri; bir beslenme uzmanı ve psikologdan yeterli desteğin olmaması veya cerrahi ekipler tarafından böyle bir fırsatın olmaması. Bununla birlikte, uzun süreli bilimsel çalışmalar, bariatrik cerrahi geçiren hastaların çoğunun önemli ölçüde kilo verdiğini ve kilosunu koruduğunu göstermiştir. "Başarılı kilo kaybı"; Vücut ağırlığının% 50 veya daha fazlasının kaybedilmesi olarak tanımlanır. Genellikle, başarılı sonuçlara sadece kilo vermek için gerek yoktur; Hastanın yaşam kalitesindeki iyileşme, eşlik eden hastalıklardaki iyileşme ile de belirlenir. Hastanın ameliyat sonrası beklentilerini karşılamak da başarının göstergesidir. Orijinal durumuna dönme ve yeni bir operasyon gerektirme yeteneği; Mide küçültme ve mide baypasından sonra istatistiksel olarak bir fark olmamakla birlikte% 5-10'dur.

Yanlışı

Metabolik ve bariatrik cerrahiden ölme şansı, obeziteden ölme olasılığından daha yüksektir.

Doğrusu

Vücut ağırlığı arttıkça, ömür kısalır. Aşırı obez bireylerin, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalığı gibi obeziteye yandaş hastalıklar nedeniyle ölme riskleri daha fazladır.

American Society for Methobolic and Bariatric Surgery’ (ASMBS), Bariatrik Mükemmellik Merkezlerinden elde edilen yaklaşık 60.000 bariatrik hastayı içeren veriler, bariatrik cerrahiyi takip eden 30 gün içinde ölüm riskinin % 0.13 veya diğer bir deyişle 1,000 kişiden yaklaşık birinde ölüm riskinin olduğunu gösteriyor. Bu oran, safra kesesi ve kalça protezi ameliyatı da dahil olmak üzere, çoğu diğer operasyonlara göre oldukça düşüktür. Bu nedenle, bariatrik hastaların ameliyat öncesi kötü sağlık durumuna rağmen, ameliyattan ölme şansı son derece düşüktür. Bilimsel araştırmalar, herhangi bir nedenle oluşan ölüm riskinin; bariatrik ameliyat geçirmiş hastalar için, ameliyat geçirmemişlere göre daha az olduğunu göstermektedir. Hatta bazı veriler, bariatrik ameliyatlar sayesinde belirli hastalıklardan dolayı ölüm riskinin % 89 oranında azaldığını gösteriyor. Örneğin, bariatrik hastalar için kanser mortalitesi %60 oranında azalıyor. Diyabete bağlantılı ölüm oranında % 90, kalp hastalığına bağlı ölüm oranında ise % 50 azalma sağlıyor. Ayrıca, bariatrik cerrahi geçiren hastalarda, hayati tehlike oluşturan obeziteyle ilişkili hastalıkların iyileştiği veya tamamen ortadan kalktığını gösteren çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Mortaliteye ilişkin bariatrik cerrahinin faydaları, risklerinden çok daha ağır basmaktadır. Tüm cerrahi operasyonlarda olduğu gibi, bariatrik ameliyat kararını da cerrahınız, aile üyeleriniz ve sevdiklerinizle tartışarak almalısınız.

Kişisel serimde ölüm hiç yoktur. Çok korkulan kaçak olasılığı 1000 vakalık serimde darlık nedeni ile zaten bypass ameliyatına çevirdiğim ve o anda saptadığım bir vakada gördüm. Bu vaka sorunsuz olarak iyileşti. Sonuç olarak dünyada %2 ülkemizde %8-10 oranında görülen kaçak, kişisel serimde % 0.1 oranındadır.

Yanlışı

Obezite, alkolizm veya uyuşturucu bağımlılığına benzer bir bağımlılıktır.

Doğrusu

Her ne kadar aşırı şişman olan kişilerin küçük bir yüzdesi yeme, davranış bozukluğu (aşırı ve çok yeme) olan insanlar olsa da, obezite birçok farklı faktöre bağlı kompleks bir hastalıktır. Alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılıkların tedavisinde ilk adım; kişiyi uyuşturucudan veya alkolden uzak tutmaktır. Yaşamak için yemek yememiz gerektiği için, bu yaklaşım obezite için işe yaramayan bir yöntemdir. Ayrıca, psikolojik sorunlar gibi bir kişinin kilosunu etkileyen başka sorunlar da olabilir. Kilo artışı genellikle, bir enerji dengesizliği olduğunda veya diğer bir deyişle, tüketilen gıda miktarı (enerji), yakılan kalorilerin sayısından fazla olması (enerjinin harcanması) ile olur. Enerji dengesizliği, aşırı yeme veya yeterli fiziksel aktivite ve egzersiz yapmamaktan kaynaklanabilir. Bununla birlikte, enerji dengesini ve / veya yağ metabolizmasını etkileyen, aşırı beslenme veya hareketsiz kalmanın dışında nedenlere de bağlı olabilir. Bunlar:

  • Kronik uykusuzluk
  • Kalori içerikten bağımsız olarak, vücut yağını (şeker, yüksek fruktoz mısır şurubu, trans yağ, işlenmiş etler ve işlenmiş buğday) artırabilecek metabolik / hormonal değişikliklere neden olan gıdaların tüketimi,
  • Bazı gıdaların az tüketilmesi (meyveler, sebzeler, baklagiller, fındık, tohumlar, kaliteli protein)
  • Stres ve psikolojik sıkıntı
  • Bazı ilaç türleri
  • Çevresel kirleticiler

Obezite, hastalığının “ilerleyici” olarak kabul edilmesinin nedenlerinden biri de obezitenin obeziteyi doğurmasındandır. Kilo alımı, vücutta yağ birikimi ve obezite riskini artıran bir dizi hormonal, metabolik ve moleküler değişikliklere neden olur. Aşırı insülin salgılanması ve yağ kitlesi arttıkça artan insülin direnciyle; alınan karbonhidratlar (şekerler) kullanılmadan, yağa dönüştürülür. Yağ hücrelerinin boyut ve sayıları arttıkça, vücudun yağ depolama kapasitesi de artar. Yağ metabolizmasındaki bu kusurlar, alınan kalorilerin çoğunun yağ olarak depolandığı anlamına gelir. Daha da kötüsü, obezite, iştah ve açlığın düzenleyici unsurlarını etkileyerek, daha sık ve daha fazla yeme isteğinde artışa neden olur. Kısaca obezitenin bir çok nedeni var ve obezite hastalığına sadece gıda bağımlılığı demek doğru değil. Obeziteyi yalnızca bir bağımlılık olarak tanımlamak ve tedavi etmek, çok kilo fazlası olmayan küçük bir yüzde için geçerli olabilir ancak bu yöntem aşırı obezler ve daha büyük yüzde için kesinlikle geçerli değildir.

Tüp Mide Kıbrıs

Obezite Kıbrıs

Obezite Cerrahisi Kıbrıs

Mide Balonu Kıbrıs

Gastrik Bypass Kıbrıs Operasyon

Obezite Cerrahisi

Obezite konusunda deneyimli doktor

Obezite doktoru

Mide tüpü uzmanı

Obezite ameliyati fiyatları

Obezite ameliyati ücretleri

  1. Kıbrıs'ta obezite cerrahi uzmanı

  2. Kıbrıs 'ta mide balonu ameliyatı

  3. Obezite tedavisi sonrası estetik

  4. Obezite ve Diyet