obesity surgery

Obezite Cerrahisi

Fazla kilo ve obezite, sağlık açısından risk oluşturan anormal veya aşırı yağ birikimi olarak tanımlanır.

obesity surgery

Merak Ettikleriniz

Obezite ve cerrahi işlemler hakkında sıkça sorulan soruları buradan takip edebilirsiniz.

obesity surgery

Ameliyat Sonrası Estetik

Yaşanan hızlı kilo kaybı sonucunda vücut yapısına bağlı olarak vücutta sarkmalar görülebilir.

Ameliyat Sonrası Beslenme

mide ameliyati sonrasi beslenme

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Yeni hayatınıza hoş geldiniz!

Bundan sonraki hayatınızda eski beslenme alışkanlıklarınız artık yer almayacak.

Doğru beslenmek obezite cerrahisi sonrasında da son derece önemlidir.
“Ameliyat oldum, artık ne istersem yer, içerim” derseniz, onca emeğinizin pek de bir anlamı olmayacaktır.

Yaşam şekli haline getireceğiniz sağlıklı beslenme alışkanlıkları ameliyat başarısını taçlandıracaktır.
Yeniden “aşırı kilolu” biri olmamak için artık yeni bir beslenme kültürüne sahip olacağız.

Yüksek karbonhidratlı, enerjili ve hacimli yemekler yerine dengeli ve yeterli beslenme ilkesine uyumlu yaşayacağız.

Yeni hayatımızda protein yönünden zengin bir beslenme düzenine geçiş yapacağız.

İşte beslenme planımız!

Hem kilo vermek ve sağlıklı bir vücut kitle indeksine sahip olmak, hem de midenizin ve sizin sağlığınız açısından uymamız gereken beslenme düzenine şöyle bir göz atalım.

  • 3 Hafta Sıvı Gıda

  • 4. Hafta Taneli Sıvı Gıdalar

  • 5. Hafta Püreler

  • 6. Hafta Katı Gıdalar

Unutmayın ki ameliyatınızın başarısı, sizlerle paylaştığımız beslenme düzenlerine aşama aşama tam anlamıyla uymakla ilişkilidir.

 

AMELİYAT SONRASI İLK 3 HAFTA: Berrak Sıvı Diyeti

Bu Dönemde Aşağıdaki Gıdalar Tüketilebilir:

Evde Berrak Sıvı Tedavisi

  • Su

  • Açık çay

  • Limonlu çay

  • Şekersiz limonata

  • Şekersiz soğuk çay

  • Şekersiz komposto suyu

  • Şekersiz elma suyu

  • Et veya Tavuk suyu,

  • İyi blenderize edilmiş sebze suları (tanesiz olacak şekilde)

  • Doktor eğer gerek duyarsa günde 1/3 veya yarım ölçek hidrolize edilmiş

  • Whey protein tozu önerebilir.

AMELİYAT SONRASI 4. HAFTA: Taneli Sivi Diyeti

Bu Dönemde Aşağıdaki Gıdalar Tüketilebilir:

Evde Taneli, Sıvı ve İyi Blenderize Edilmiş Gıda Tedavisi

  • Tarhana çorbası

  • Balık çorbası

  • Yayla çorbası (pirinç süzülerek)

  • Sebze çorbası (iyi öğütülmüş tanesiz hale getirilmelidir)

  • Çorbalarınıza terbiye ekleyebilirsiniz (örneğin yoğurt, yumurta ve limonla tatlandırabilirsiniz. Un kullanılmamalıdır).


Bir uyarı: Mercimek çorbası kesinlikle tüketilmemelidir. O zaman bu çorbayla şimdilik vedalaşıyoruz.

AMELİYAT SONRASI 5. HAFTA: Püreler başlıyor!

Evde yarı-sıvı püre haline getirilmiş, blenderize gıda tedavisi (protein içeriği yüksek, şeker içeriği düşük gıdalar.)

Bu dönemdeki diyet, püre formundaki gıdaların az-az, sık-sık şeklinde kişinin tolerasyon seviyesine göre başlanmasını öngörür.

Bu dönemde günde 4-5 öğün ve en az 2-3 saat aralıklarla beslenme en doğru tedavi olacaktır. Her porsiyon 2-3 çorba kaşığı dolusunu aşmamalıdır.

Sindirimi zorlaştırmamak için sıvılar öğünlerin en az 20 dakika öncesi ve 40 dakika sonrası tüketilmelidir.


Bu Dönemde Aşağıdaki Gıdalar Tüketilebilir:

  • Tavuk veya hindi püre

  • Ton balığı püre

  • Pürelerinizi et ve tavuk suyuna pişirerek daha lezzetli hale getirebilirsiniz (patates püresi yasak).

  • Sebze püre (havuç püresi hariç). Örneğin kabak püresi (yoğurtlu tüketilebilir)

  • Suyunu tam çekmemiş ve kurumamış kıyma da sebze pürelerine ya da çorbalara karıştırılabilir)

  • Karnabahar, ıspanak, pırasa, brokoli

  • Light yoğurt

  • Meyve püresi (şeker ilavesiz elma ya da muz püresi de bu aşamada yenilebilir)

  • Kişinin durumuna göre yavaş yavaş rafadan yumurta, omlet ve/veya menemene geçilebilir-Omlette biber ve soğan yasak. Menemende kullanılan domates iyi rendelenmiş olmalıdır.

  • Peynir (lor, labne ve yumuşak süzme peynir)

  • Diyet muhallebi (tatlandırıcılı ve sıvı kıvamlı)

  • Ek protein tozu ve vitamin desteği de doktor kontrolünde eklenebilir veya önceden eklenmişse bu aşamada devam edebilir.

AMELİYAT SONRASI 6 HAFTA: Normal gıdalara geçiş!

Tebrikler!

Hani derler ya, ‘sabrın sonu selamet’ bir zamandayız.

Bu aşamada artık her yiyeceği tüketebilecek duruma gelmiş olduğunuz bir düzeydir.

Elbette sağlıklı beslenme prensibini bozmamanız gereken bir aşamayız.

Hemen şımarmak ya da kendimizi bırakmak yok.

Unutmayınız, bu noktaya gelmek için çok emek verdiniz.

Bir hatırlatma yapalım.
Her bireyin değişik gıdalara farklı tolerans düzeylerinin olduğunu göz önünde bulundurursak birden fazla değişik gıda türüne aynı anda başlanmamalıdır. Bu nedenle bu aşamada aceleci davranmamak gerekir. Yeni bir besine acele etmeden, yavaş yavaş, iyi çiğneyerek ve ufak porsiyonlarla (kusma ve gerginlik yaşamamak adına) başlamak en temel kuraldır.

Bu Dönemde Aşağıdaki Gıdalar Tüketilebilir:

  • Sulu köfte

  • Kıymalı sebze yemekleri

  • Tavuk, Hindi (çatalla ezilebilir kıvamda

  • Peynir, tam yumurta

  • Kabuklu deniz ürünleri (karides, ıstakoz vs.) dışındaki balıklar

  • Çiğ kabuksuz meyve ve salatalar da eğer kişi tolere edebiliyor ise başlanabilir.

Nelerden uzak duracağız?

Yüksek ve boş kalori kaynaklarından uzak duracak, yan yana gelmeyeceğiz.

Bu Dönemde Aşağıdaki Gıdalar Tüketilmemelidir.

  • Fast-food ve kızartmalar

  • Tatlı ve şekerli besinler (kek, waffle, bal, reçel, pekmez, şekerli sakızlar, çikolata vb. )

  • Şekerli meyve suları, gazlı/asitli içecekler (kola, soda vs.)

  • Yüksek karbonhidratlı besinler (patates püresi, makarna, mantı, pilav, börek, tostlar, cips vb.) ve alkol içeren içeceklerden uzak durmanızı öneririz.

  • Sindirimi zor bulgur pilavı, çiğ sebze ve meyveler (ilk 6-7hafta)

  • Hazır işlenmiş konserve gıdalar tüketilmemelidir.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

  1. Sıvı kaybını (dehidrasyon) önlemek için günde en az 1 litre ve ilerleyen haftalarda 1-5 litre sıvı tüketmeniz gerekmektedir. Gün boyunca mutlaka idrar rengi takip edilmelidir. Eğer koyu sarıya doğru bir renk varsa daha fazla su içmeniz gerekir. İdrarımız açık sarı veya beyaz renkteyse, bu iyi hidrasyon seviyesinde olduğunuzun göstergesidir.
  1. Su, yemeklerden en az 20 dakika önce ve yine yemeklerden en az 40 dakika sonra tüketilir. Yemekle birlikte tüketilen sıvı besinler, mide geçişini hızlandırarak çok daha kısa sürede açlık hissine ve mide hacminin genişlemesine yol açar.
  1. Yemekler en az 30 dakika içinde yavaş ve çok iyi çiğneyerek, ufak lokmalar halinde tüketmelidir.
  1. Ameliyat sonrası mide hacminiz küçülür. Bu nedenle yemeklerden 2-3 kaşık veya 1 köfte büyüklüğünde bir et yenildiğinde doyma hissine ulaşılır. Fazla zorlayarak besin tüketilmemelidir. Aksi halde midenizi zorladığınız için bulantı veya kusma hissi yaşayabilirsiniz.
  1. Ameliyatınızın ilk 2 haftasında 20 dakikada bir izin verilen gıdalardan tüketmeniz halsizlik ve yorgunluk yaşamamanız açısından önemlidir. Sonraki haftalarda 3 ana 3 ara öğün olarak besin zincirini destekleyebilirsiniz.
  1. Egzersiz olarak ilk haftalarda kısa süreli yürüyüşler, 6 haftadan sonrada kardiyo ve tempolu yürüyüşler (jogging) ekleyebilirsiniz.

 

GENEL ÖNERİLER

  • Yemeklerden en az 20 dakika önce ve 40 dakika sonra sıvı tüketilebilir. Öğünlerde katı ve sıvı yiyecekleri bir arada tüketmeyiniz.
  • Yeterli ve dengeli beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmelisiniz. Her zaman az az ve sık sık 3 ana, 3 ara öğün yemek yeme alışkanlığı sağlanmalıdır.
  • Bir öğünde aşırı miktarda mide zorlanmamalı ve yemekler yavaş yavaş tüketilmelidir. Midenizin küçük olduğunu asla unutmamanız ve bu nedenle yemeğe en az 30 dakika ayırmanız gerektiğini asla unutmamalısınız.
  • Yutmadan önce gıdalar çok iyi çiğnenmelidir. Örneğin iyi çiğnenmemiş et lokmaları mide çıkışını bloke ederek kusmalara yol açabilir. Et pişirilirken kurutulmamalı ve sulu bırakılmalıdır. Et hiçbir zaman yeniden ısıtılıp yenilmemelidir. Ertesi gün tekrar ısıtılan et kurur ve çiğnenmesi zor bir hal alır.
  • "Boş enerji" kaynağı olan şeker ve türevlerinden kaçınılmalıdır. Bu tip besinler tüketildikten sonra hiperglisemi, sonrasında hipoglisemiye yol açarak daha fazla şeker tüketimini tetikler ve bu da bir kısır döngüye yol açabilir.
  • Her öğün mümkün olduğunca proteinden zengin olmalıdır. Proteinler yaşamımız için elzem azotlu maddeler olup, vücudun başlıca yapıtaşıdır ve bu nedenle vücudun kendini onararak yenilemesi için yeterli miktarda dışardan besinlerle alınması gereklidir. Ayrıca proteinlerin sindirim ve metabolize edilmesi karbonhidrat ve yağlı gıdalara kıyasla daha uzun süren ve böylece daha uzun süre tokluk sağlayan ve ayrıca metabolizmayı hızlandıran besin öğelerdir.
  • Sağlıklı beslenme yanında fiziksel aktiviteyi de kesinlikle yaşam tarzı değişikliği haline getirmelisiniz. Günde en az 40 dakika tempolu yürüyüşler yeterli olacaktır. Haftada en az 150 dakika egzersiz yapılmalıdır.
  • Günlük alınması gereken su miktarının altına düşülmemeye özen gösterilmelidir. Ameliyat sonrasında günde 1,5 litre su tüketilmelidir.

Ameliyat Sonrası Uzak Durulması Önerilen Besinler Nelerdir?

  • Tüm tatlılar (kek,pasta,kurabiye…)

  • Tüm kızarmış besinler

  • Şeker, şekerli ürünler ( meyveli yoğurt, çikolata vb.)

  • Asitli içecekler

  • Alkollü içecekler

  • Tam yağlı süt ve ürünleri

  • Sakızlar

  • Yağlı soslar (mayonez, krema vb.)

  • Derisi alınmamış etler

  • Dondurma, dondurulmuş yoğurt, milkshake gibi çok soğuk ürünler

  • Çok tuzlu besinler ( salamuralar, konserveler )

  • Hamur işleri

Gastric Bypass Ameliyatı Sonrasında Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Gastric bypass ameliyatından sonra 2’nci gün hastalara kaçak testi yapılır ve sonrasında 15 günlük sıvı diyet dönemine başlarız. 15 günlük sıvı diyet dönemini takiben 15 günlük püre ve sonrasında katı beslenmeye geçilir. Diyet dönemleri diyetisyeniniz tarafından özenle anlatır. Postoperatif dönemde diyetisyenin rolü her hasta için son derece önemlidir. Hastaların bu diyet dönemlerine uyumu yan etkilerin önüne geçilmesindeki en önemli unsurdur.

Küçük lokmalarla, çok iyi çiğneyerek ve yavaş yavaş yemek yeme alışkanlığı edinme konusunda hastaların ustalaşması gerekmektedir. Beslenmede bir diğer kural da katı sıvı ayrımı yapmaktır. Yiyecekler ve içecekler arasına minimum 30 dk zaman konulmadır. Böylelikle besin yetersizlikleri önlenir ve mide genişlemesi önlenir.

Ameliyattan sonra karbonhidrat, protein ve yağ oranı iyi ayarlanmış, liften zengin beslenme programlarına uyum önemlidir. Beslenme yeterliliği ve ameliyat sonrası yara iyileşmesi için yaklaşık 60-80 g günlük protein önerilir. Bu miktarda proteini karşılayacak gıda kaynakları kişinin vücudun uyum kapasitesine göre değişkenlik gösterebilir. Zamanla tolerasyon artar ve protein içeren gıda kaynaklarının tüketimi genişler. Ayrıca bu ameliyattan sonra demir, kalsiyum gibi mineraller ve B vitamini eksiklikleri sıklıkla görülür. Bu durum demir eksikliği anemisine ve osteoporoza neden olabilir. Besleyici bir diyete ek olarak potansiyel eksiklikleri önlemek için B kompleks ve multivitaminlerle takviye gerekebilir. Hastaların dumping sendromunun meydana getirdiği kramplar, ishal gibi semptomlar ve geri kilo alımını önlemek için şekerli ve kalorisi yüksek besinleri sık tüketmek gibi eski alışkanlıklardan vazgeçip, kendilerine yeni sağlıklı beslenme alışkanları edinmeleri gereklidir.


Gastrik Bypass
Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

  • Kesinlikle uzman diyetisyenle birlikte çalışılmalıdır.

  • Vitamin – mineral yetersizliği için dengeli beslenme şarttır.

  • Katı gıdaların tüketim oranı indirgenmelidir.

  • Düşük karbonhidrat – yüksek protein odaklı beslenme programları düzenlenmelidir.

  • Yağ, şeker ve gazlı her türlü yiyecek – içecekten kaçınılmalıdır.

  • Kafein, tuz tüketimi minimize edilmelidir.

  • Ana öğünler 3 ara öğünler 3 şeklinde düzenli olmalıdır.

  • Ara öğünlerde sadece meyvelere odaklanılmalıdır.

  • Gıdalar bol çiğnenmelidir.

  • Su tüketimi 2,5 litre ve üzerine çıkmalıdır. Ameliyatın hemen ardından bu oranlar uygun değildir. Aşamalı olarak ilk hafta 1 litre, sonraki hafta 1,5 litre, sonraki dönemlerde 2,5 litre şeklinde ilerleyebilir.

 

Obezite Cerrahisi Sonrası Estetik

obezite ameliyat sonrasi estetik

Şişmanken fazla ve gergin olan derimiz, obezite cerrahisi sonrasında kilo yitimiyle birlikte sarkıyor, katlanıyor, gevşiyor. İşte bu noktada obezite sonrası estetik işlemler yani post bariatrik cerrahi devreye giriyor.

 “Şişmanlık” yalnızca sizin değil dünyanın sorunudur.

Obezite günümüzün en yaygın hastalığıdır.

Çok daha düzensiz besleniyor, çok daha az hareket ediyoruz.

Yağlanıyoruz!

Sağlığımızı kaybediyor ve ömrümüzü kısaltıyoruz.

İşte o nedenle hem bedenimizi hem de ruhumuzu yeniden kazanmak için önümüzde ciddi seçenekler var.

İş kilolarımızdan kurtulmakla bitmiyor.

Elbette çok daha estetik bir vücuda sahip olmak istiyoruz.

“Önce sağlık” diyelim.
Çünkü en önemli “güzellik” bu!
Elbette “estetik” kaygılarınız için de çözümlerimiz hazır!

Unutmayınız!
Obezite cerrahisi sonrasında yapılan estetik ameliyatlar, obezite cerrahisinin tamamlayıcısıdır.


Aşırı kilo ve bunun getirdiği yandaş hastalıklara çözüm amacıyla obezite  ya da bilimsel ismiyle bariatrik cerrahi ameliyatları sıklıkla uygulanıyor. Mide küçültme, mide by-passı, tüp mide gibi operasyonlar pek çok insanı adeta yeniden yaşama bağlıyor.

Bu işlemlerden sonra kişiler hızla kilo vererek sağlığına kavuşuyor.
Ancak çoğunlukla deri bu zayıflamaya eşlik etmiyor.
Şişmanken fazla ve gergin olan derimiz, obezite cerrahisi sonrasında kilo yitimiyle birlikte sarkıyor, katlanıyor, gevşiyor.
İşte bu noktada obezite sonrası estetik işlemler yani post bariatrik cerrahi devreye giriyor.


Post bariatrik cerrahi işlemleri ile vücudun sarkmış bölgeleri toparlanarak şekillendirilebilir.
Memelerde, karın bölgesinde, kol ve bacaklarda, kalçada ve sırtta oluşan sarkmalar kişinin hayat konforunu önemli ölçüde etkileyen sorunlardır ve birden fazla uygulanacak operasyonlar ile bu sarkmalar toparlanabilmektedir. Bu operasyonların sırasını doktor ve hastanın birlikte alacağı kararlar belirler.

Obezite cerrahisi sonrasında yapılan estetik ameliyatlar, obezite cerrahisinin tamamlayıcısıdır. Bu ameliyatlar, zayıflayan kişilerin estetik görünüm bozukluklarını gidererek fiziksel dönüşümlerini sağlar ve kişilerin estetik görüntülerinden mutlu bir şekilde sosyal yaşama dönmelerine yardımcı olur. Obezite cerrahisi sonrasında yapılan estetik ameliyatlar, obezite cerrahisinden ayrı düşünülemez.

Obezite Ameliyatından Ne Kadar Zaman Sonra Estetik Ameliyatlar Yapılabilir?

Önemli bilgi:
Kilo verme aşamasında estetik ameliyat olmamalısınız.


Obezite ameliyatlarından sonra estetik işlemlere başlayabilmek için bazı kriterler vardır:

  1. Obezite ameliyatının üzerinden en az 15 ay geçmiş olmalıdır.
  2. Obezite ameliyatından sonra hedeflediğiniz tüm kiloları vermiş olmalısınız.
  3. Kilo verme tamamlandıktan sonra 3 ay vücudunuzun dengelenmesi ve derileriniz bir miktar toparlanması için beklemelisiniz.

Obezite ameliyatlarından sonra hızla kilo veren kişiler genellikle acele eder ve bir an önce estetik girişimlere başlamak isterler. Sabırlı olmak ve tüm kiloyu verinceye kadar beklemek çok önemlidir. Erken yapılan işlemler ileride revizyon gerektirebilir.

Vücut Şekillendirme Ameliyatları Hangi Hastalar İçin Uygundur?

  • Vücut Kitle indeksi 30’un altında olanlar.
  • Kilo kaybetme sürecini tamamlamış olanlar.
  • Yara iyileşmesi ve genel durumu etkileyecek sağlık sorunları bulunmayanlar.
  • Kişinin ruhi durumu ve moral gücü bir dizi ameliyata dayanacak seviyede olanlar.
  • Sigara kullanmayanlar.
  • Ameliyattan elde edilecek sonuçlar hakkında doğru ve gerçekçi beklentiler olanlar.
  • Ameliyattan sonra sağlıklı beslenme ve egzersiz şartlarını yerine getirebilecek hastalar.

Obezite Cerrahisi Sonrası Hangi Ameliyatlar Yapılabilir?

Bu ameliyatlar, çoğunlukla genel anestezi altında yapılır. Yapılacak kesilerin miktarı, sarkık doku miktarı ve doktor ile hastanın birlikte karar verdiği cerrahi yönteme göre değişiklik gösterir. Cerrahi izleri mümkün olduğunca vücut kıvrımlarına uygun yerlerde bırakılmaya çalışılır. Bu ameliyatların tümünün aynı seansta yapılabilmesi mümkün değildir. Ameliyatların hangi sırayla yapılmasının doğru olacağına hasta ve cerrah birlikte karar verir.

Karın, bel ve bacakların dış kısımları genellikle aynı seansta düzeltilir. Bu operasyonlar genellikle karnın alt bölümünden, bütün vücudu saran kemer tarzındaki bir kesiden yapılır.

Memelerdeki sarkıklıklar da kişiye özel çeşitli yöntemlerle düzeltilebilir. Memenin dikleştirilmesi sırasında hastanın kendi dokuları kullanılabileceği gibi meme implantları da uygulanabilir.

Kollardaki sarkmalar kolun vücuda bakan iç kısmından yapılan kesilerle giderilir.
Yeniden kilo alma ve verme olmadıkça elde edilen sonuçlar kalıcıdır.

Obezite Tedavisi Sonrası Uygulanan Vücut Şekillendirme Operasyonları Nelerdir?

  • Meme Dikleştirme ve Büyütme
  • Karın Germe
  • Kol Germe
  • Bacak Germe
  • Popo Kaldırma
  • 360 Derece Vücut Germe
  • Sırt Germe
  • Yüz ve Boyun Germe
  • Genital Germe

Gastrik Bypass__Ya da ‘Midem küçüldü.’__

mide bypass gastrik

Obezite ya da halk deyimiyle aşırı şişmanlığın tedavisinde en yaygın tercih edilen yöntem gastrik bypass ameliyatıdır.  “Morbid obezite” tanımını da aşırı ve hastalıklı şişmanlık olarak yapabiliriz. Gastrik bypass özellikle de fazla kiloların vücutta yağ dokusuna dönüşerek farklı sağlık sorunlarına sebep olduğu morbid obezitenin tedavisinde kullanılan bir cerrahi işlemdir.

Gastrik bypass ameliyatı ile aşırı kilonun neden olduğu şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kötü kolesterol gibi hastalıklar daha kolay kontrol altına alınabilir.

Gastrik Bypass ameliyatı hem mide kapasitesini küçülterek ya da kısıtlayarak hem de ince bağırsakların belli bir bölümünü devre dışı bırakarak kilo kaybı sağlayan bir prosedürdür. Gastrik bypass özellikle yağlı ve karbonhidratlı gıdaların bağırsaklardan emiliminin azaltılması için uygulanan bir ameliyattır.

“Midem küçüldü”

Hani kendi içimizde konuşurken, iştahımızın azaldığını anlatmak için “midem küçüldü” deri yaz, aslında gasrik bypass ameliyatı sonrasında yaşanan tam da budur.

Evet, bu ameliyat ile hastanın midesinin %90’lık bölümü devre dışı bırakılır. Midenin kalan %10’luk bölümü ince bağırsağın 150 cm kadar ilerisine bağlanır ve ameliyat tamamlanır. Gasrik bypass ameliyatı sonrasında alınan besinler midenin %10’luk bölümüne gider ve bu küçük bölümün mide duvarında oluşan gerilim sayesinde erken tokluk hissi oluşur. Gıdaların ince bağırsağın orta kısmına aktarılması ile beraber karbonhidrat, şeker ve yağların ince bağırsaklarda emilimi gerçekleşmeden yani kana karışmadan vücuttan atılması sağlanır.

Gastrik Bypass Ameliyatı Çeşitleri Nelerdir?

Bu cerrahi operasyon, Gastrik Bypass ameliyatı ve Mini Gatrik Bypass ameliyatı olarak ikiye ayrılır.

Gastrik bypass ameliyatlarının ortak amacı midenin küçültülmesi ve tüketilen gıdaların daha hızlı bağırsaklara ulaşmasını sağlamaktır. Böylece bir taşla iki kuş vurulur, iki hedef birden sağlanmış olur.

İlk hedef midenin küçültülmesiyle hastanın daha kolay tokluk hissine sahip olmasıdır. İkinci hedef ise besinlerin süratle bağırsak sindirimine geçmesidir. Böylece daha kalori ve çok daha az kilo alımı sağlanır.

Mini gastrik bypass ameliyatlarında ise vücuttan herhangi bir parça kesilmemektedir. Bu nedenle hasta süratle iyileşmektedir. 

Bu operasyonla alınan besinlerin mevcut kalori değerlerini düşürmek için doğrudan mide – ince bağırsağa daha kısa bir yol çizilir. Aslına normal gastrik bypass ameliyatındaki hedef de budur.

Peki ikisi arasındaki fark nedir?

En belirgin fark vücuttan herhangi bir şeyin çıkartılmaması konusudur.

Mini gastrik bypass operasyonundan sonra obezite hastası en az iki en fazla dört gün hastanede kalarak taburcu edilmektedir.

Gastrik Bypass Ameliyatı Kimlere Uygulanır?

  • VKİ değeri 35-40 arasında olup, kilo fazlalığına bağlı gelişen bir hastalığı (Hipertansiyon, kalp hastalığı, Tip-2 şeker hastalığı, uyku apnesi, eklem hastalığı vb.) olan kişiler,

  • 18-65 yaş arası hastalar,

  • Obezite hastası olup diyet ve sporla kilo veremeyenler,

  • Ameliyatı ve anesteziyi kaldırabilecek durumda olanlar,

Gastrik Bypass ameliyatını olabilirler.

Mide Bypass Ameliyatını Kimler Olamaz?

  • Ciddi ve tedavi altında olmayan psikiyatrik hastalığı olanlar,

  • Madde veya alkol bağımlılığı olanlar,

  • Ciddi hormonal bozukluğu olan hastalar,

  • Ameliyat sonrası diyet konusunda ve gerekli hayat stili değişikliği yapamayacak olan hastalar,

  • Anestezi almaya engel olacak hastalığı olanlar,

  • Kanser hastaları,

  • 1 yıl içerisinde gebelik planlayanlar,

Mide bypass ve obezite ve metabolik cerrahi ameliyatlarını olamazlar.

Gastrik Bypass Ameliyatı Öncesi Yapılması Gerekenler Tetkikler Nelerdir?

Gastrik Bypass ameliyatı öncesinde hastalar birtakım tetkikler ile değerlendirilir.

Yapılan tetkikler şöyledir:

  • Kan ve biyokimya testleri 

  • Hormon testleri

  • Hemogram

  • Hepatit testleri

  • Tüm batın ultrasonu

  • Mide endoskopi

  • Akciğer grafisi

  • Kalp grafisi (EKG)

  • Akciğer solunum testi

  • Gerekliyse efor testi ve elektrokardiyografi

Yapılan tüm bu testlerin ardından anestezi, dâhiliye, kardiyoloji, göğüs hastalıkları ve endokrin birimlerinden uzmanlar tarafından gereken tüm muayene ve incelemeler yapılır. Hastanın ameliyat olmasına engel bir durum varsa kontrol edilir, ameliyat sonrası yeniden kilo almaya sebep olacak altta yatan olası bir hastalığın tespiti yapılır. Uzmanların onayları ve önerileri dâhilinde tedavi öncesi ve sonrası uygulanacak adımlar özenle planlanır. 

Gastrik Bypass Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Günümüz modern cerrahi yöntemlerinin sayesinde bu ameliyatlar artık rutin olarak laparoskopik cerrahi ile yapılmaktadır. Laparoskopik cerrahide, ameliyat alanına ulaşmak için karnınız açılmamaktadır. Büyük kesik ya da yaralar olmadan, ileri teknolojinin desteğiyle ameliyat yapılmaktadır.

Günümüzde rutin işlem olarak laparoskopi en sık kullanılan yöntem olsa da, robotik cerrahi de alternatif bir ameliyat yöntemidir.

Nadir olarak bu ameliyatların açık cerrahi ile de uygulanması söz konusudur. Açık cerrahi, genelde laparoskopi ya da robotik cerrahi esnasında ortaya çıkabilecek herhangi problemlerden sonra uygulanabilecek bir yöntemdir.

Şu unutulmamalıdır ki her kapalı yöntem (Laparoskopik veya Robotik) belli oranda açık cerrahiye geçme potansiyeline sahiptir.

Midenin hacmini küçültmeye ve emilimi kısıtlamaya yönelik yapılan bu operasyon iki aşamalıdır. Kapalı yöntemle yapılan operasyonun ilk aşamasında midenin girişinde 30 ml hacminde küçük bir mide tüpü oluşturulur ve kalan büyük mide tamamen ayrılır. Bu büyük mide karın içerisinden çıkarılır ve salgılarını üretmeye devam eder. İkinci aşamada ise küçük mide tüpüne ince bağırsak ile bağlantı yapılır. Bu bağlantı aracılığı ile besinler büyük mideyi bypass eder ve ince bağırsağa geçiş yaparak çalışır. Bu işlem sonucunda tüketilen gıdaların miktarını kısıtlar. Böylece daha az yemek ve daha az emilim sonucunda kilo kaybını görmek mümkün olabilir.

Gıda alımını kısıtlayıcı bu yöntemin iki çeşidi bulunur. İnce bağırsakların ayrılmadan halka şeklinde mideye bağlanması işlemine mini gastrik bypas adı verilir. Roux en Y gastrik bypass’da ise ince barsak ayrılarak bir ucu mideye diğer bir ucu ise belli bir mesafeden tekrar ince barsağa bağlanır. Bu iki işlem de birbirine yakın sonuçlarla kilo vermeye katkı sağlar. Kısacası bu işlem sonrasında hasta az gıda tüketip, tükettiği gıdalardan da az yararlanabilir.

Gastrik bypass ameliyatı tüp mide ile kıyaslandığında daha belirgin sonuçlar verebilir.

Kişide açlık hissi azalır ve tokluk hissi artış gösterir. Buna bağlı olarak da kişinin kan şekeri de düzgün seyreder. Operasyon sonrasında gıda alımını kısıtlayıcı yöntem olması sebebi ile kişinin fazla kilolarının %60 ila 80’ininde kayıplar gözlemlenebilir. Ancak gastrik bypass işleminin tüp mideye oranla komplikasyon oranı daha yüksektir ve işlem sonrasında uzun süreli veya hayat boyu ilaç kullanılması gerekebilir.


Gastrik Bypass Ameliyatının Avantajları Nelerdir?

Gastrik Bypass ameliyatı sonrasında güçlü iştah duygusu olmadan, küçük porsiyonlarla uzun süreli kilo kontrolü sağlanabilir.

Çoğu hasta için uzun vadede kilo kaybı ve kilonun korunması başarılıdır. Kilo kaybına bağlı olarak başta Tip 2 diyabet olmak üzere şişmanlığın yol açtığı yandaş hastalıklar için kalıcı çözümler ortaya çıkar. Ameliyat sonrasında hastalar, fiziksel ve psikolojik anlamda memnuniyet yaşarlar.

Mide Bypass Ameliyatı Dezavantajları Nelerdir?

  • Hastanede kalış süresi daha uzundur.

  • Emilim bozukluğu yaptığından hayat boyu en az iki vitamin ve mineral takviyesi gerekir. Vitamin kullanılmadığı takdirde ağır vitamin eksikliği sendromu görülebilir.

  • Gastrik Bypass Daha komplike ve daha uzun süren bir ameliyattır, bu yüzden komplikasyon oranları daha fazladır.

  • Daha yakın takip gerektirir.

  • Dumping sendromu görülebilir.

  • Karın içerisinde endoskopi ile görüntülenemeyen mide kalır.

  • Mide Bypass ameliyatı sonrasında bağırsaklarla ilgili tıkanıklık ve ülser gibi sorunlar görülebilir.


Gastrik Bypass Ameliyatı Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Cerrahi müdahaleden sonra diyetisyen kontrolünde bir beslenme önerilir.
İlk 6-8 hafta önce sıvı püreler ile beslenmeye başlanır.
Adım adım beslenme sürecinde bir normalleşmeye gidilir.
3 – 6 ay içerisinde hastanın sağlığıyla uyumlu olarak yeni beslenme düzenine geçilir.
Bu süreç içerisinde hastalar vitamin, mineral ve kalsiyum gibi takviyeler alabilirler.

Mide Botoksu

mide botoksu

Mide Botoksu Nedir?

20 dakikalık bir operasyonla ağrısız bir alternatif!

Hedef: Mide kaslarının işlevini sınırlamak ve iştah kaybıyla kilo vermek.

Kilo verme yöntemleri arasında “mide balonu” gibi cerrahi olmayan yöntemlerden biri de “mide botoksu”dur. Ameliyat gerektirmez. Vücut Kitle İndeksi aşırı yüksek olmayan kişiler için özel bir yöntemdir ancak Tüp Mide ya da Gastrit Bypass Ameliyatına alternatif değildir. Vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan obezite hastalarının yaptırması bir fayda sağlamaz.

Mide Botoksu, Clostridium Botulinum bakterisinden elde edilen botulinum toksinin endoskopik yöntemler ile midenin belirli bölgelerine enjekte edilmesiyle yapılır.
Böylece mide kaslarının kasılması kısıtlanarak kilo verilmesi hedeflenir.

Mide kaslarının işlevini sınırlayan ‘Mide Botoksu’ yiyeceklerin mide içerisinde daha uzun süre kalmasını ve iştah kaybını ortaya çıkartır.

Çok hızlı ve ağrısız bir operasyondur. 20 dakika gibi kısa bir sürede uygulanır; sızı, bulantı ya da başka bir yan etki yaratmaz. Uygulama sonrası günlük yaşama dönüş son derece süratlidir. Ancak, dengeli beslenme alışkanlığı ve egzersiz olmaması halinde ideal kilonuzu korumak kolay değildir. Bu uygulama sonrası yine alanında uzman bir doktor ya da diyetisyen tavsiyesine göre yaşam şeklimizi değiştirmek gerekmektedir.

Bu yöntem Vücut Kitle İndeksi aşırı yüksek olmayan kişilerde toplam kilosunun yüzde 10 – 15’ini vermesi için uygulanan bir işlemdir. Tüp Mide ya da Gastrit Bypass Ameliyatına alternatif değildir.


Mide Botoksu yaptıran kişi aynı gün günlük hayatına dönebilir ayrıca botoks birden fazla kez uygulanabilir.

Kimler Mide Botoksu Yaptırabilir?

Mide botoksu, kilo vermek isteyen hemen hemen herkes için uygun bir yöntemdir. Ancak kas hastalığı, kronik ülser, gastrit problemi ve botoks alerjisi olan bireylere uygulanmamalıdır.

Mide botoksu yaptırmak isteyen kişiler için şu özellikler sayılabilir:

  • Diyet, spor ya da diğer yöntemlerle kilo veremeyen kişiler yaptırabilir.
  • Fazla kilolarına rağmen ameliyata ihtiyaç duyacak noktaya gelmeyen kişilerde rahatça uygulanabilir.

Hamilelere uygulanabilir mi?

Gebelik döneminde olan kadınlara uygulanabilmesi için yeteri kadar çalışma yapılmadığı için bu hastalara uygulanması pek tercih edilmez.

Yan Etkisi Var Mı?

Botoksu daha fazla cildimiz için estetik amaçlı müdahalelerle biliyoruz. Çok yaygın kullanımı olan bu tekniğin tehlikeli bir yan etkisi bilinmemektedir. Mide botoks uygulaması ise standart bir endoskopik işlem olduğundan literatürde bildirilmiş önemli bir yan etkisi bulunmamaktadır.

Mideye Nasıl Uygulanıyor?

Hafif sedasyon altında endoskopik yolla yapılan bir yöntemdir. Midenin farklı bölgelerine botoks işleminde kullanılan Botulinum Toxin A enjekte edilir. İşlem ortalama 15-20 dakika kadar sürmektedir. Mide botoksu cerrahi dışı bir yöntem olduğu için birey aynı gün içerisinde taburcu ediliyor. Bu sayede birey işlem sonrası sosyal yaşantısına rahatlıkla devam edebiliyor.

Mide Botoksu Vücutta Nasıl Bir Etki Gösterir?

Hastaların toplam ağırlığının %10-15 kadarını 3-6 aylık süre içinde kaybetmesi beklenir. Verilen kilo miktarı; yaş, metabolizma hızı ve yapılan egzersiz sıklığına göre kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

Amaç mide kaslarının kasılmasını yavaşlatarak midenin daha geç boşalmasını sağlamak ve midedeki açlık-tokluk mekanizmasına etki ederek iştahı baskılamaktır. Yaklaşık 6 ay kadar etkinliği devam etmektedir. Bu süreci birey iyi değerlendirdiği takdirde çok güzel sonuçlar elde etmesi mümkündür.

Mide botoksu da dâhil olmak üzere hiç bir yöntemin kilo verdirmede %100 başarılı olamayabilir. Mide botoksunun iştahı azaltıcı etkisi olduğu ve diyete yardımcı olduğu bilinmekle beraber, botoks uygulaması sonrası yüksek karbonhidratla beslenen hastalarda başarısız olma ihtimali de mevcuttur. İşlem sonrasında diyetisyen ile düzenli ve sağlıklı beslenme şarttır.

Mide Botoksunun Avantajlari Nelerdir?

Mide botoksu hem çok kısa süren hem de yan etkileri çok az olan bir kilo vermeye yardımcı bir yöntemdir. Bu faydalar bir liste halinde şu şekilde sıralanabilir:

  • Hasta uygulamadan sonra çok kısa bir sürede günlük yaşamına dönebilir.

  • Cerrahi bir operasyon olmadığı için yan etkileri ve iyileşme süreci çok daha azdır.

  • Kullanılan ilaçlar, vücudu kısa bir sürede terk ettiği için kalıcı bir hasara neden olmaz.

  • Obezite hastası olan kişiler dışında belli başlı bazı kriterleri sağlayan herkes bu yöntemden faydalanabilir.

  • Diğer kilo verme yöntemlerinden görece daha az tehlikeli ve başarı oranı yüksek olan bir ameliyattır.

  • Fazla kilolara bağlı olarak oluşan sağlık sorunlarının da çözümü için yardımcı bir yöntemdir.

  • Herhangi bir kesi, dikiş olamadığı için pansuman gerektirmez.

Mide Botoksu Sonrası Beslenme

Mide botoksu diyet yapmayı kolaylaştırıcı bir uygulamadır. Bu süre içerisinde diyetisyeniniz ile planlayacağınız yeni yaşam tarzınız son derece önemlidir. Beslenme alışkanlıklarınıza uygun, karbonhidrat, yağ ve protein içeriği iyi dengelenmiş bir diyet ve egzersiz ile hedeflerinize ulaşmanız çok daha kolay olacaktır.

Mide Balonu

mide balonu

Cerrahi bir işlem olmayan, hastanede yatış gerektirmeyen bir zayıflama yöntemi, mide balonu.

Mide Balonu Nedir?

Şişmanlıyorsak bir sebebi vardır. Ya bir sağlık sorunu, ya da irade!

Özellikle de düzensiz beslenme, hareketsizlik ve bilinçsizlik aşırı kilolu olmanın en önemli sebepleridir.

Peki, nasıl zayıflayacağız?

Öncelikle bunun için destek alacağız.

Aşılı kilolu olmanın yandaş hastalıklarla birlikte vücudumuza yönelik yüklerini ortadan kaldırmak için eğer diyet ve egzersizle sonuç alamıyorsak, diğer yöntemlere başvuracağız.

Obezite cerrahisi yanı sıra ameliyatsız zayıflama yöntemleri de vardır ve mide balonu ameliyatsız bir zayıflama yöntemidir.

Mideye yerleştirilen silikon bir balon burada yer kaplayarak zayıflamamıza yardımcı olur. Mide balonu sayesinde bir anlamda “midemiz küçülür” ya da oradaki hacim azalır.

Mide balonu ameliyat endikasyonu olmayan fazla kilolu kişilerde bariatrik cerrahiye alternatif bir tedavidir. Ayrıca kimi özel durumlarda aşırı obez hastaların cerrahiye hazırlama sürecinde kilo vermelerini sağlamak kullanılır. Bu balon mide içinde yer kaplayarak daha az miktarda gıda ile çabuk doymanızı sağlar. Sizlere “tokluk hissi” verir. Böylece sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmenize yardımcı olur. Elbette mide balonu kadar iradenize de güvenmemiz, bilinçli olmanız ve dengeli beslenmeniz yine kaçınılmazdır. Mide balonu ile birlikte çoğu kişi total vücut ağırlığının %10-30’unu verebilir.

Mide Balonu Kimler İçin Uygundur?

  • Vücut Kitle İndeksi 27 ile 35 arasında olan hastalara uygulanır.

  • Diyetle, egzersizle, ilaçlarla kilo vermeyi denemiş fakat başaramamış kişiler için tercih edilen bir yöntemdir.

  • Son 5 yıldır obez olanlara önerilir.

  • Obezite ameliyatlarını tolere edemeyecek hastalarda özellikle tercih edilir.

  • Obezite ameliyatları geçirmek istemeyen hastalarda önemli bir seçenektir.

  • Zayıflama ameliyatı öncesi cerrahi riski azaltmak için kilo vermesi gerekenlere uygulanur.

Mide Balonu Kimlere Takılmaz?

  • Yemek borusunda, midede ve onikiparmak bağırsağında yara olanlara

  • Gastrit sorunu olanlar

  • Mide ülseri sorunu olanlar

  • Mide darlığı sıkıntısı bulunanlar

  • Gebe ya da emziren anneler

  • Estetik amaçlı zayıflamak isteyenler

  • Daha önce obezite ameliyatı yapılmış olanlara

  • 16 yaşının altındakilere ve 60 yaşın üstündekilere

  • Psikiyatrik bozuklukları olanlara

  • Alkol ve uyuşturucu gibi bağmıları

  • İltihaplı bağırsak hastalığı olanlara

  • Kan sulandırıcı ilaç kullananlara

Mide Balonu Nasıl Takılır?

Cerrahi bir yöntem değildir. İşlem anestezi altında hasta tamamen uyuduktan sonra endoskopi eşliğinde gerçekleştirilir. Öncelikle midenin iç yüzü incelenir. Midede balon yerleştirmeye engel bir durum olmadığı görüldükten sonra endoskop yardımıyla balon yerleştirilir ve balonun özelliğine göre belli ölçüde hava veya sıvıyla şişirilir.

Midede kalma süresine ve balon içindeki sıvı miktarının ayarlanabilir olma özelliğine göre
farklı alternatif balon seçenekleri vardır.

Operasyonu gerçekleştirecek doktorunuz size tüm detaylı bilgilere verecektir.

Peki, mide balonu işlemi öncesinde neler yapmamız gerekiyor?

12 saat öncesinde yemek yemeyi bırakacak, 6 saat öncesinde ise sıvı alımını durduracaksınız.

Mide balonu hızlı ve ağrısız bir işlemdir. İşlemin süresi ortalama 15 dakikadır. Günübirlik olarak gerçekleştirilir ve hastanede yatış gerektirmez. Mide balonu sonrasında hasta bir süre gözlem altında tutularak eve gönderilir.

Bu işlem anestezi altında yapılacağı için sonrasında o gün araba kullanmanız önerilmez.

Avantajları:

  1. Cerrahi bir işlem değildir.

  2. Mide balonu kolay ve hızlı bir şekilde uygulanır.

  3. Diyet ve egzersizle birleştirilirse uzun dönem etkili kilo kaybı sağlayabilir.

  4. Mide balonuyla fazla kiloların en fazla %30’una kadar verilebilir.

Dezavantajları:

  1. Bazı hastalar balonu tolere edemeyebilir. Bulantı ve kusma atakları, mide krampları ilk günlerde problem olabilir.

  2. Asit, reflüye neden olabilir, bu nedenle hastaların uzun süre mide asit düşürücü ilaç kullanması gerekir.

  3. Midede en fazla bir seneye kadar kalabilir. Sonrasında çıkarılması gerekir.

  4. Balon çıktıktan sonra verilen kiloların geri alınma riski vardır.

Mide Balonu Nasıl Çalışır?

  • Midenizin iç hacmini kaplayarak, daha az yiyecekle, erken doymanıza yardımcı olur.

  • Mide balonunun diğer bir faydası aldığınız gıdaların mideden geçişini yavaşlatarak sizin daha uzun süre tokluk hissetmenize yardımcı olur.

Balon Midemde Ne Kadar Kalabilir?

Mide balonu mide içerisinde 6 ay kalacak şekilde tasarlanmıştır. Bazı balonlar 1 seneye kadar kalabilmektedir. Sonrasında yine anestezi altında balon söndürülerek endoskopi yardımıyla çıkarılır.

Balonla Ne Kadar Kilo Verebilirim?

Bu size bağlı olmakla birlikte balonla 10-25 kg arasında verilebilir. Mide balonu sonrasında diyet ve egzersiz önemlidir. Mide balonunu çıkarttıktan sonra da dengeli belenmez, hareketli olmazsanız, elbette kaybettiğiniz kiloları geri almanız sürpriz olmayacaktır.

Mide Balonu Nasıl Çıkarılır?

Endoskopi yolu ile yerleştirilen balon, türüne göre özel kitlerle ve genel prensip olarak içi boşaltılarak çıkartılır.

Balon söndürüldükten sonra tutulur ve yemek borusundan ağza doğru çıkarılır. İşlem ortalama 15 dakika sürer.

Mide Balonunun Yan Etkileri

Balon takıldıktan sonra ilk günler kendinizi biraz konforsuz hissedebilirsiniz. Bazı hastalar gıda alımı sırasında mide bulantısı hissedebilir. Zaman zaman kusma atakları olabilir. Birinci haftadan sonra bu şikayetler geçer. İlk hafta açlık hissi baskılanır. İkinci hafta açlık hissi yavaş yavaş geri gelir ancak az yemekle doygunluk hissedilir. 3-6 haftalar arasında mideniz balona tamamen adapte olur ve daha fazla gıda tüketebilir hale gelirsiniz. Bu süreçte dengeli beslenme alışkanlığı ve ısrarı önemlidir.

Hızlı yememelisiniz, doygunluk hissi oluştuğunda yemeyi bırakmalısınız. Bu süreçte, yemek sonrası mide bulantısı ve hıçkırık gibi belirtiler olursa bu durum aşırı veya hızlı yediğinizi gösterir. Sonraki haftalarda kilo vermenizin devam etmesi için yaşam tarzı değişiklikleri, özellikle de egzersiz ve doğru beslenme alışkanlıkları son derece önemlidir.

Mide Balonu Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?

  • İlk birkaç gün sıvı besinler tüketilir.

  • Lokmalar küçük olmalıdır.

  • Çok yavaş ve iyi çiğneyerek yemelisiniz.

  • Asit, reflü veya şişkinlik hissettiğiniz anda yemeyi bırakmalısınız.

  • Tuz, baharat ve yağdan uzak durmalısınız.

  • Günde üç ana ve üç ara öğünü geçmemelisiniz.

  • Atıştırmaktan kaçınmalısınız.

  • Tatlı ve şekerli yiyeceklerden uzak olmalısınız.

  • Günde en az 1.5 lt su içmelisiniz.

  • Yemekle birlikte su veya sıvı almamalısınız.

  • Öğünlerden önce veya sonra su içmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz

  • Gazlı içeceklerden ve sert kahvelerden kaçınmalısınız.

  • Sigara alışkanlığından hele de yemekler öncesi sigaradan uzak durmalısınız.

  • 4’üncü gün sonunda katı gıdalara geçiş yapmalısınız.

  • Eğer katı gıdalar problem yaratıyorsa bu geçişi erteleyerek, yeniden sıvı gıdalara dönmelisiniz.

  • Çok geç saatlerde yemek yememelisiniz.

  • Günde en az 40 dakika egzersiz yapmalısınız.

Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) Ameliyatı Nedir?

dr varol tup mide

Tüp mide ya da tıbbi ismiyle Sleeve Gastrektomi ameliyatı midenin cerrahi işlemle bir tüp (boru) haline getirilmesidir.

Sindirim sistemi incelendiğinde karşımıza adeta  “su tesisatı” gibi bir görüntü çıkar!

Yemek borusu, bağırsaklar, hepsi ince uzun borular şeklinde organlardır.

Bir istisna vardır: Midemiz!

Midemiz bir depoyu andırır.
O nedenle “boru” değil “kese” şekliyle dikkat çeker.

İşte “Tüp Mide Ameliyatı” tanımı da buradan çıkmaktadır. Çünkü, ameliyatla midenin büyük bir kısmı geri dönüşü olmayacak şekilde vücuttan çıkarılarak, yemek borusun ve bağırsaklarla devam eden bir sistem haline getirilir. Mide bir tüp şekline dönüşür.

Tüp mide yani Sleeve Gastrektomi ameliyatında mideye hiçbir yabancı cisim yerleştirilmez. Ameliyat sonrasında midenin şekli nedeniyle “Tüp Mide Ameliyatı” olarak anılır.

Tüp mide ameliyatı sonrasında midenin hacmi küçülür.
Ancak vücuda tek etkisi bu değildir.
Bu operasyonun mideden salgılanan açlık hormonu üzerinde de ciddi etkisi bulunmaktadır.

Ameliyatın ardından kişide yemeğe karşı istek azalır, beyin daha az açlık hisseder, bu nedenle tüp mide ameliyatı sadece mekanik etki değil hormonal etkiler de oluşturur.

Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) Ameliyatı Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

'Morbid Obezite' aşırı kilolu olduğunuzu anlatan bir terimdir.

Bir kişi için bu terim kullanılıyorsa tehlike var demektir.

Diyet ve sporla eğer ideal kilonuza ulaşmanız mümkün değilse işte o zaman tedavi ihtiyacı ortaya çıkar.

Tüp mide ameliyatı birincil olarak bir morbid obezite tedavisidir.

Morbid obeziteye eşlik eden birçok hastalık tip 2 diyabet dâhil, bu cerrahi tedaviden yüksek oranda fayda görür. Ancak asıl hedef obezite değil de tip 2 diyabet olduğu durumlarda bypass gurubu ameliyatların başarısı daha yüksektir.

Ayrıca tüp mide ameliyatı ileri derece obezite hastalarında bir geçiş ameliyatı olarak da kullanılabilir. Aşırı kilolu yani ileri derece obez hastaları bypass grubu ameliyatlara hazır hale getirebilmek için tüp mide ameliyatı kullanılabilir.

Tüp Mide Ameliyatı Kilo Sorunu Olan Herkese Uygulanabilir Mi?

Tüp mide ameliyatı için kimi şartların oluşmasına ihtiyaç vardır.

Geliniz bu şartlara göz atalım ve gerekirse kendimizi de sınayalım.

Elbette kararı uzman hekiminiz verecektir.

Kimlere tüp mide ameliyatı uygulanabilir?

Vücut Kitle İndeksi 40 kg/m²’nin üzerinde (morbid obez yani ileri derecede obez) olanlar.

Vücut Kitle İndeksi 35-40 arası olup aşırı şişmanlığa bağlı tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, uyku apnesi gibi sorunlar yaşayanlar da morbid obez olarak kabul ediliyor ve mide küçültme ameliyatı olmaları gerekebiliyor.

Ayrıca obeziteye bağlı “yeni” tip 2 şeker ve metabolizma bozukluğu olan ve Vücut Kitle İndeksi 30 – 35 arasındaki hastalarda da obezite doktorunun kararı ile ameliyat yapılabiliyor.

Obezite ameliyatları estetik amaçla yani kişinin daha zayıf görünmesi için değildir.
Bir tedavidir!

Kozmetik amaçlı kilo kaybı taleplerinde, 18-60 yaş sınırı dışındaki hastalarda, alkol ya da madde bağımlılarında, çok ciddi kalp ya da akciğer hastalığı olanlarda tüp mide ameliyatı önerilmemektedir.

Tüp Mide Ameliyatı Kaç Yaşına Kadar Yapılır?

Tüp mide yani mide küçültme ameliyatı 18-65 yaş arası kişilere yapılır. Kişinin mide ameliyatına uygun aday olması için, Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen Vücut Kitle İndeksi (VKİ) değerlerinin 35 ve üzerinde olması gerekir.

18 yaş altındaki kişiler için obezitenin derecesi ile birlikte yukarıda sayılan hastalıkların varlığı önemlidir ve hekim kararının yanı sıra ebeveyn onayı da gereklidir.

65 yaş üstü kişiler için ise sağlık durumu ve ameliyatın gerekliliği (kişinin kilosuna bağlı sıkıntıları ve yaşadığı sorunlar) değerlendirilir.

Sleeve Gastrektomi Ameliyatı Öncesi Yapılması Gereken Tetkikler

Ameliyat öncesi yapılabiliyor ise mutlaka diyet yapılmalı ve bir miktar kilo verilmelidir. Bu işlem hem ameliyata bağlı riskleri azaltır hem de karaciğer boyutlarını küçülttüğünden cerrahi işlemi kolaylaştırır.

Obezite cerrahisi öncesinde hastanın boy ve kilosuna bakılarak ameliyata uygunluğu incelenir. Hastanın bildiği yandaş bir hastalığı ve kullandığı düzenli ilaçlar varsa mutlaka doktorla paylaşması gerekmektedir. Ameliyata herhangi bir engel görülmezse hasta detaylı bir tetkik sürecine girer.

Bu tetkikler:

  • Kan tahlilleri
  • SFT (solunum fonksiyon testi)
  • EKG
  • Akciğer grafisi
  • Tüm Batın USG
  • Olası bir mide patolojileri için ameliyat öncesi endoskopi ile mide değerlendirilir.

Yandaş hastalık varlığı olan hastalardan ek testler istenebilmektedir. Tetkikler yapıldıktan sonra endokrinoloji, göğüs hastalıkları, kardiyoloji, psikoloji birimlerince tetkikler değerlendirilir. Son olarak hasta diğer doktorların raporları ve tetkikleri ile anestezi doktoru muayenesine girer. Anestezi doktoru, ‘hastanın anestezi almasına herhangi bir engel var mı? Varsa ne gibi önlemler almak gerekir?’ gibi sorunların yanıtlarını arayarak önceden risk tespiti yapar. Eğer ameliyata engel bir durum varsa ameliyat iptal edilebilir veya hastalığa uygun tedavi süreci uygulanır, ondan sonra ameliyat yapılabilir. Ameliyattan 12 saat önce katı gıdaların, 8 saat öncede sıvı tüketiminin sonlanması gerekmektedir.

Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) Ameliyatı Nasıl Yapılır?

  • Tüp mide ameliyatı genel anestezi altında yapılan bir ameliyattır.
  • Tüp mide ameliyatı neredeyse her zaman kapalı yani laparoskopik yöntemlerle yapılır. Cerraha ve hastaya göre vücutta açılan tek veya 4-5 delikten ve hatta robot ile de yapılabilir. Delikler çok küçük olduğu için estetik anlamda ileride sorun yaratmamaktadır.
  • Ameliyat sırasında hata yapıp mideyi çok küçültmemek için yemek borusunun çapı kadar mide girişine bir kalibrasyon tüpü yerleştirilir. Bu kalibrasyon tüpü sayesinde mide yemek borusunun devamıymış gibi küçültülürken, aşırı darlık ve tıkanma oluşması engellenmiş olur.
  • Damarlanma ve kanamayla ilgili önlemler alındıktan sonra mide özel kesici ve kapatıcı aletlerle (zımbalama) boydan boya kesilir.
  • İşlem bittikten sonra ameliyatın başında konulan kalibrasyon tüpü çıkartılır.
  • Ameliyat sırasında bir veya birden fazla farklı teknikle kaçak olup olmadığı test edilir. Benzer testler ameliyat sonrasında da yapılabilmektedir.

Sleeve gastrektomi morbid obezite için mükemmel bir cerrahi işlemdir. Genellikle fazla
kiloların % 50 ‘si ameliyat sonrası ilk 6 ayda % 75 ‘i ise 12 ay içinde verilir.

Tüp Mide Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

Mide küçültme ameliyatlarında çok nadiren de olsa hayati komplikasyonlar gelişebiliyor.
Tüp mide ameliyatı sonrası kanama ya da kaçak gibi yüzde 1’ de olsa gözlenebilecek kimi riskler hasta için yaşamsal tehdit oluşturabiliyor.

Uzman cerrahi ekipler, oluşabilecek komplikasyonlara karşı da gerekli girişimleri yapacak eğitim ve donanıma sahiptir.

Tüp mide ameliyatları majör cerrahi yani büyük cerrahi ameliyatlarıdır. Diğer tüm büyük cerrahi ameliyatlarında olduğu gibi ameliyat sonrası çeşitli riskler de bulunur. Tüp mide ameliyatı riskleri kişinin hastanın yaşı ve kilosu arttıkça artmaktadır.

Ancak, tüp mide ameliyatının ve gastrik bypass ameliyatının risklerini ele aldığımızda ölüm riski en az ameliyatlardan biridir. Bu risk safra kesesi ameliyatı kadardır.

Bilimsel çalışmalara göre şişmanlarda apandisit, safra kesesi ameliyatı riskleri zayıflara göre biraz fazladır. Ancak bu risk ölümü ifade etmez. Örneğin kalp damar cerrahisinde erken dönemde ölüm oranı yüzde 2 civarında iken, mide küçültme ameliyatında ise binde 1 oranındadır.

Tüp mide ameliyatı öncesi hastalar, operasyonu yapacak doktorlar tarafından bu riskler konusunda kapsamlı olarak bilgilendirilir.

Unutulmamalıdır ki obeziteye bağlı riskler, tüp mide ameliyatı risklerinden çok büyük oranda fazladır.

Mide küçültme ameliyatı olan morbid obez kişilerde diğer sağlık sorunlarına bağlı riskler, örneğin karaciğer yağlanması, böbrek hastalıklarına yakalanma riski, şeker ya da yüksek tansiyon ortadan kalkar. Dolayısıyla mide küçültme ameliyatı hem riski az, hem de diğer ameliyatların riskini azaltan bir ameliyattır.

Sleeve Gastrektominin Avantajları

  • Orta ve ileri derece obezlerde çok iyi sonuçları olan bir ameliyat tekniğidir.

  • Laparoskopik (kapalı) olarak yapılabilir, böylelikle yara iyileşmesi daha hızlı, ağrı daha az ve hastanede kalış süresi kısalmaktadır.

  • Hipertansiyon, uyku apnesi ve diyabet gibi obeziteye bağlı yandaş hastalıklar ameliyat sonrası % 70-80 oranında düzelir.

  • Bu teknikde bağırsak kesme ve tekrar bağlantı gerekmez.

  • Mide fonksiyonlarında bir değişiklik olmaz, sadece mide hacmi küçülür. Dolayısıyla az miktarda da olsa normal olarak her tür gıda tüketilebilir.

  • Hastaların büyük çoğunluğu ameliyat sonrası fazla kilolarının % 50’sini ilk 6 altı ay içinde kaybederler.

  • Mide duvarının % 75’nin çıkarılması sonucu, açlık hissi veren Ghrelin hormon üretimi çoğunlukla elimine edilir ve bu nedenle açlık hissi azalır.

  • Sleeve gastrektomi, gastrik by-passdan daha basit bir ameliyattır.

  • İnce barsağı bypass eden işlemlerde olduğu gibi mineral ve vitaminlerde hiçbir emilim bozukluğu oluşmaz, bu durum yaşlı hastalarda önemli olabilir.

  • Dumping sendromu oluşmaz ayrıca şeker ve şekerli yiyecekler daha iyi tolere edilebilir.

  • Gastrik bandda (mide kelepçesi) olduğu gibi vücutta yabancı cihaz bulunmaz.

  • Gerektiğinde diğer obezite cerrahi ameliyatları için planlama şansı verir.

  • Ameliyat sonrası geç dönem yan etkileri nadirdir. Hâlbuki gastrik bandda % 25 gastrik bypass da ise % 10 oranında geç dönem komplikasyonları görülebilir.

Obezite Cerrahisi

dr varol ameliyat

Obezite Cerrahisine Genel Bir Bakış:

Bu kilolardan kurtulmam gerek!

‘Aşılı kilolu olmanın size getireceği yandaş hastalıkların riskini düşündüğünüz zaman obezite cerrahisi ciddi bir seçenek olarak karşınızda duruyor.’

Kimi zaman ne diyet ne de spor obezite yani şişmanlıkla ilgili sorunları ortadan kaldıramıyor.
Özellikle de Vücut Kitle İndeksiniz 40 üzeri değerdeyse kilo fazlalığınız var ve sağlığınız tehdit altında demektir.
Bunun pek çok sebebi olabilir.
Uzmanlarınız bu sebepleri araştırmak ve sizlere en doğru çözüm önerilerini sunmak için vardır.

'Morbid Obezite' aşırı kilolu olduğunuzu anlatan bir terimdir.
Bu durum obezite şeker, yüksek tansiyon ya da karaciğer yağlanması gibi birçok hastalıkla daha erken yaşlarda tanışmanıza yol açabilir.
Diyet ve sporla bu fazlalıklardan kurtulmak için seçeneklerinizi mutlaka değerlendirmelisiniz.

Peki, yine olmazsa?
İşte bu durumda, uzman önerisiyle obezite cerrahisi düşünebilirsiniz.

Biraz daha açalım.

Vücut kitle indeksiniz 35 ile 40 arasında ve şeker, yüksek tansiyon, uyku apnesi, eklem problemleri gibi yandaş hastalıklarla mücadele ediyoruz.

Diyet ya da spor gibi seçenekler kilo sorununuza çözüm üretmiyor.

O zaman “obezite cerrahisi” önemli bir seçenek olarak karşınızda duruyor.

Vücut kitle indeksiniz 30 ile 35 arasında ise birinci derece obezite sorununuz var demektir. Şeker, yüksek tansiyon ve uyku apnesi gibi kilonuza bağlı yandaş sorunlarınız varsa obezite cerrahisi yine sizin için önem kazanıyor.

Peki, her ameliyat bir risk almak olduğuna göre böylesi bir risk için değer mi?
Son kararı doktorunuzla görüşerek vereceksiniz.
Çünkü birinci derece obezite, aşırı kilolu olmanın getirdiği psikolojik yük ve yandaş hastalıklarda, obezite cerrahisinden çok daha ciddi risklerle sizi baş başa bırakabilir.

Obezite cerrahisi kararı öncesinde vücudunuzda aşırı kilo almaya yol açan herhangi bir medikal ya da hormonal bozukluk olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir.

Morbid obezlerin önemli çoğunluğunda uzun dönem kilo kaybı sağlayan tek kanıtlanmış tedavi yöntemi obezite cerrahisidir. Elbette cerrahinin varlığı bu kişilerin ameliyat olmadan zayıflamada başarılı olamayacağı anlamına gelmez; kimileri bunu başarabilir fakat çoğunlukla kilo kaybı zamanla yavaşlar hatta verilen kilolar da geri alınır.

Obezite cerrahisi egzersiz ve doğru beslenmenin yerini tutmaz ancak bu hedeflerin yeniden sürdürülebilir olmasını sağlar ve süregelen problemin çözümü için uzun erimli bir kontrol mekanizması oluşturulmasına yardım eder.


Obezite Cerrahisi Hangi Hastalara Uygulanır?

Aşırı ve hastalıklı şişmanlık gösteren “morbid obezite” hastalarında bu durumun cerrahi yöntemlerle tedavisi mümkündür.

Çünkü bu hastalarda ciddi komplikasyon gelişme olanağı vardır.

Cerrahi tedavi günümüzde en radikal ve iyi sonuç veren seçeneklerden biridir.

Morbid obez hastaların çoğunluğu diyet ve egzersiz programlarıyla bir süreliğine kilo verse de başarı oranı yüzde 3’leri aşmaz, ayrıca, yeniden kilo alma riskleri de yüksektir.

Cerrahi tedavi uygulanan hastalarda metabolizma değişir, özellikle tüp mide ameliyatı sonrasc iddi iştah kaybı olur, mide hacmi küçülür ve aşırı yemek olayı kısıtlanır.

Bu nedenle cerrahi tedaviler ile tıbbi tedavi yöntemlerinin kıyaslanması çok doğru değildir.

Elbette şu gerçeklik değişmez.
Bir ameliyat ve ciddi bir karardan söz ediyoruz.
O nedenle ilk tedavi yaklaşımı her zaman sağlıklı beslenme, diyet ve spor olmalıdır.

Hastalarımızın çoğu bu seçenekleri defalarca denemiş; ancak başarılı olamadığı için cerrahi yöntemini yönelmiştir.

Cerrahi operasyonda multidisipliner yaklaşımlar


Morbid obezite hastalarında cerrahi operasyonlar, multidisipliner yaklaşımla gerçekleştirilmesi gereken önemli girişimlerdir.

Hastaların endokrinoloji uzmanı, diyetisyen ve gerektiğinde psikolog tarafından da değerlendirilmesi gerekir. Özellikle ameliyat öncesi hastaların tüm değerleri detaylı olarak incelenir.

Yine ameliyat öncesi midede olası başka bir patolojinin tespiti açısından mutlaka endoskopi de yapılmalıdır.

Hastalar hem operasyondan önce, hem de operasyon sonrası dönemde nasıl beslenecekleri yönünde diyetisyenler tarafından detaylı olarak bilgilendirilmelidir.

Özellikle ilk dönem beslenme düzeni ve metabolizmanın yeni duruma uyumu açısından bu takip çok önemlidir. Buna ek olarak ameliyat öncesinde hastalar psikolojik durumları açısından da incelemeye tabi tutulabilir.

Ciddi psikiyatrik hastalıkları bulunan, alkol veya ilaç bağımlılığı yaşayan bireyler ile operasyona ilişkin detayları kavrayamayacak durumda olan hastaların morbid obezite ameliyatı olmaları uygun değildir.

Morbid obezite ameliyatı olacak kişilerde mümkünse aile içi destek de tam olmalıdır. Evdeki yemek düzeninden ameliyat sürecine kadar tüm aşamalarda aileden gelen onay, uyum ve destek en az hastanın kararı kadar önemlidir.

Morbid obezite ameliyatları genelde başka bir engel yoksa laparoskopik, yani kapalı yöntem ile yapılır.

Bu operasyonlar uzman bir doktor ve tam donanımlı merkezlerde son derece güvenlidir.


Tüp Mide Ameliyatı Mı? Mide Bypassı Mı?

Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi)

Tüp mide ameliyatı, tüm midenin yaklaşık %75-80'inin çıkarılması ile gerçekleştirilen bir operasyondur. Operasyon sonrasında geride kalan mide şeklinin tüpe benzemesi nedeniyle uygulama bu isim ile anılmaktadır. Midenin büyük bölümü cerrahi olarak çıkarıldığı ve geride 50-100 ml bir hacim kaldığı için tüketilen besin miktarı sınırlandırılır. Tüp mide ameliyatı kısıtlayıcı tipte bir ameliyattır ve besin alımını azaltarak kişinin kilo vermesini sağlar. Bu ameliyatta çıkarılan mide bölümünden (Fundus) salgılanan iştah hormonu (Ghrelin) işlem sonrasında azaldığı için hastalarda ciddi anlamda iştah azalması da olur. Ameliyat sonrasında hastaların eski iştahlarına geri dönmemeleri başarıyı arttıran ciddi bir avantajdır.

Tüp mide ameliyatının yalnızca sizi daha fit yapmaz. Bu ameliyatın asıl etkileri sağlığınızla ilgilidir. Ameliyatın diyabet ve hipertansiyon üzerine etkisi de oldukça yüksektir. Ağızdan ilaçla tedavi gören diyabetik ve hipertansif hastaların kullandığı ilaçlara çoğunlukla gerek kalmaz. Bu olumlu etki hastalarda ameliyatın hemen ardından başlar.

Mide Bypassı (Gastric bypass)

Midenin yemek borusundan hemen sonraki çok küçük bir kısmı geride kalacak şekilde büyük bölümünün bypass edilmesi şeklinde bir operasyondur. Bu uygulamada mide, özel bir yöntemle ince bağırsak getirilerek dikilir. Dolayısıyla hem mide hacmi küçülür hem de bağırsakların bir bölümü devre dışı bırakılmış olur. Sonuçta hem tüketilen yiyeceklerin miktarı, hem de emilimi etkilenmiş olur. Bu yöntemle insülin bağımlısı diyabetik hastaların kan şekeri kontrolü de daha etkili bir şekilde düzenlenir.

Hangi Yöntemin Uygulanacağı Nasıl Belirlenir?

Her iki ameliyatın sonuçlarına bakıldığı zaman iki operasyon tekniğini arasında büyük farklılıklar olmadığı görülmektedir. Tüp mide ameliyatı daha fizyolojik bir yöntem olup komplikasyon ve operasyona bağlı mortalite gibi açılardan daha düşük oranlara sahiptir. Tüp mide ameliyatının uygulanma süresi daha kısa, cerrah açısından da uygulanması kolaydır. Her iki teknik sonrasında ameliyattan 3-4 yıl sonra hastaların bir kısmında yeniden kilo alma durumu söz konusu olabilir. Eğer teknik tüp mide ameliyatı ise bu hastalara resleeve (yeniden tüp mide) ameliyatı ya da mide bypassı ameliyatı yapılabilir. Eğer hasta daha önceden gastrik bypass geçirmişse, yeniden kilo alma durumunda ikinci bir cerrahi tedavi şansı yoktur.

Burada bilinmesi gereken en önemli nokta tercih edilecek operasyon tekniğinden hekim tarafından yapılacak muayene ve tetkikler sonucunda hastaya özgü olarak belirlenmesi gerektiğidir.

Obezite Cerrahisinde istenmeyen etkiler nelerdir?

Hem tüp mide hem de gastrik bypass tekniğinde ameliyatın en önemli istenmeyen etkisi kaçak ve kanamadır. Yeni teknikler, teknolojiler ve elde edilen deneyimler sonrasında bu istenmeyen etkiler azalmış, tedavi yetisi yükselmiştir.

Her iki obezeti cerrahisi operasyonu inimal invaziv tekniklerle laparoskopik ve robotik uygulanır. Böylece derin kesilere gerek yoktur, kapalı yöntemle ve robotik teknolojilerle ameliyatlar yapılır. Bu modern yöntemler hastaların ameliyat sonrası normal hayata hızla dönmelerine olanak sağlarken, ağrı ve yara yeri komplikasyon oranlarını da düşürür. Bu operasyonlar çocukluk dönemi hastalarında ve ergenlerde de güvenle uygulanabilir. Ergenliğe morbid obez giren çocukların %75’inin ileride de morbid obez olduğu bilinmektedir.

Obezite Ameliyatları İçin Yaşım Kaç Olmalı?

Mide küçültme ameliyatı olmak için hastanın ergenlik çağını tamamlamış olması gerekiyor. Obezite ameliyatları 14 - 15 yaşından sonra yapılabiliyor. Günümüzde üst yaş sınırı da yükselmiş durumda; ameliyata engel hiçbir kalp, akciğer hastalığı yoksa bu girişimler 70 yaşında da yapılabiliyor.

Asıl risk nedir?

Morbid obezler, yalnızca aşırı obezite nedeniyle mide ameliyatının riskinden çok daha fazla risk altındalar. Bu kişiler tedavi edilmezlerse yaşıtlarına göre 10 -15 yıl erken hayatlarını kaybedebiliyor. Unutmayalım ki morbid obezitenin bizzat kendisi ölümcül bir hastalıktır.

Obezite ameliyatlarında ölümcül risk binde bir civarıdır. Morbid obez hastaların obezite nedeniyle karşılaştığı sağlık riskleri göz önüne alındığında, mide küçültme ameliyatı riski tıbbi olarak kabul edilebilir bir oran olarak görülüyor.

Obezite Cerrahisi Kimlere Uygulanamaz?

  • Crohn hastalığı
  • Lösemi
  • HIV
  • Hepatit C
  • Aktif hepatit B
  • Siroz
  • Aktif alkol ya da ilaç bağımlılığı
  • Tedavi edilemeyen psikiyatrik hastalıklar

Tecrübe (yıl)

12

Hasta Memnuniyeti

99 %

Başarılı Operasyon

3000 +

Ülke Sayısı

40

ADIM ADIM OBEZİTE AMELİYATI YOLCULUĞU

Obezite ameliyatını adım adım yaşayalım

Aşırı kilolu olmanıza rağmen ne diyet ne de spor sizin için çözüm olamadı, doktorunuzla konuştunuz ve obezite cerrahisine karar verdiniz.

“Başıma neler gelecek” diye düşünüyorsunuz.

Size adım adım obezite ameliyatını anlatmak, bir anlamda ameliyatı önceden yaşatmak istiyoruz. Unutmayınız, bu operasyonun hiçbir aşamasında yalnız değilsiniz.

DOKTORUMUZ

op dr mustafa balcioglu

Dr. Varol ESATOĞLU Obezite ve Metabolik Cerrah

EKİBİMİZ

Developed in conjunction with Joomla extensions.

OBEZİTE TEDAVİLERİ

OBEZİTE CERRAHİSİ

OBEZİTE CERRAHİSİ

TÜP MİDE

TÜP MİDE

MİDE BALONU

MİDE BALONU

GASTRIC BYPASS

GASTRIC BYPASS

AMELİYAT SONRASI ESTETİK

AMELİYAT SONRASI ESTETİK

AMELİYAT SONRASI BESLENME

AMELİYAT SONRASI BESLENME

Neden Bizi Seçmelisiniz?

  • 12 Yıllık Deneyim
  • 3000 + Obezite Cerrahisi Ameliyatı
  • Protein ve Vitamin Desteği
  • Profesyonel Ekip
  • Modern Klinik
  • Her Şey Dâhil Paket Fiyatlar
  • Ameliyat Sonrası 5 Yıllık Takip
  • Beslenme Planı ve 7/24 Yaşam Koçu Desteği
  • Ameliyat Tarihi Açısından Esneklik
  • İngilizce, Almanca ve Türkçe Konuşan Koordinatörler
  • Kıbrıs’ın Güzel Havasında Hem Tatil Hem Tedavi İmkânı



KUZEY KIBRIS'I KEŞFEDİN

SİZ YOLU DERT ETMEYİN BİZ HERŞEYİ PLANLADIK!

Havalimanı Transferi

havalimani transfer

Havalimanından karşılama ve gerekli ara transferler VIP araçlarımızla gerçekleştiriyoruz.

Otel Rezervasyonu

otel rezervasyon

Kıbrıs’a gelen hastalarımızı konforu için anlaşmalı 5 yıldızlı en iyi otellerimizde konaklatıyoruz.

Uçuş Planlaması

ucak rezervasyon

Uçuş planınız size uygun gün ve saatlerde hasta koordinatörümüz tarafından ayarlanmaktadır.

 

Hasta YorumlarıBaşarı Hikayelerimiz

Sağlığıma kavuştum!
"Evet. 6 aylık değişim biraz daha yolumuz var. İyi ki birlikte bu yola çıktık. Dr. Varol Esatoğlu ve Funda Bilginer sizlere çok teşekkür ederim. Şeker, tansiyon hiçbir şey kalmadı.."
avatar061

Ertuğ S.

Hasta YorumlarıBaşarı Hikayelerimiz

İyiki sizi tanıdım.
"Bu güzel deyişimi bana yaşattıkları için ve eski sağlıklı günlerime dönmeme yardımcı oldukları için sevgili doktorum Varol Esatoğlu ve beslenme uzmanım Funda Bilginer'e çok teşekkür ederim.."
avatar022

Rahşan Ö.

Hasta YorumlarıBaşarı Hikayelerimiz

Sonsuz teşekkürler.
"Sevgili doktorum Varol Esatoğlu sonsuz teşekkürler ve Funda Bilginer de beni bu zor sürecden kurtardınız için sonsuz teşekkürler ederim..."
avatar022

Leyla K.

Hasta YorumlarıBaşarı Hikayelerimiz

Yepyeni hayatınıza adım atın!
"Kimse geçmişe gidip yeniden baslayamaz ama bugün karar verip yeni bir son yazabilir. Yepyeni yolculuğumda henüz sona gelmedik belki ama çok az kaldı.(-37) Bu sonuç bile benim için hayaldi. Hayalimi gerceklestiren doktorum Varol Esatoğlu ve diyetisyenim Funda Bilginer. Sizlere teşekkür ederim.Bu yola çıkmaktan korkan arkadaşlar benim gibi yıllarca ertelemeyin. Sağlığınizi ve formunuzu korumak için bu yol tek çare ise kaçmayın. Keşke dememek için bu gün karar verin ve yepyeni hayatınıza adım atın."
avatar061

Fatma Ç.

Hasta YorumlarıBaşarı Hikayelerimiz

İyi ki varsınız doktorum!
"Dr. Varol Esatoğlu ve ekibine binlerce kez teşekkürü bir borç bilirim… Ayrıca diyetisyenimiz Funda Bilginer ile de yeni beslenme düzenimiz konusunda bizlere yol göstereceğini ve sağlıklı günlere erişmemizde bizlere yardımcı olacağını unutmadan eklemek isterim"
avatar061

Ahmet C.

Hasta YorumlarıBaşarı Hikayelerimiz

Çok teşekkür ediyorum!
"Funda Bilginer Varol Esatoğlu size ve ekibinize ne kadar teşekkür etsem azdır iyi ki bu yolda sizinle olmuşum beni ben yaptığınız için çok teşekkür ediyorum"
avatar061

Fatma M.

Hasta YorumlarıBaşarı Hikayelerimiz

Çok tsk ederim her şey için sizlere.
"Sevgili doktorum Varol Esatoğlu ve sevgili diyetisyenim Funda Bilginer iyiki sizleri tanıdım. En başta Eşimin desteği ve Sizlerin çabası güveni ilgisi ve desteği ile 145 kilodan 94 kiloya düştüm 9 ayda. Sağlıklı bir hayata yeniden doğdum. Tüm tahlillerim harika ve süper çıktı..."
avatar022

Hakan A.

Hasta YorumlarıBaşarı Hikayelerimiz

İyi ki sizleri tanımışım ki hayatım güzelleşti!
"5 aylık serüvenime başlarken önce yanımda olan, yeni bir sayfa açmama yardımcı olan doktorum Varol Esatoğlu na çok teşekkür ederim. İyi ki sizleri tanımışım ki hayatım güzelleşti (-31) le yola devam..."
avatar061

Gülay Y.

Hasta YorumlarıBaşarı Hikayelerimiz

İyi ki varsınız, iyi ki kesişti yollarımız.
"Canım doktorum Varol Esatoğlu seni ilk gördüğüm anda anlamıştım doğru yerde olduğumu... 21 Mayıs’ta güle oynaya girdiğim ameliyatın üstünden 4 ay geçti... Şimdi çok daha sağlıklı ve çok daha mutlu bir şekilde devam ediyorum hayatıma... ve canım diyetisyenim Funda Bilginer birlikte çok yol kat ettik ama daha bitmedi biliyorum, yolumuz uzun... iyi ki varsınız, iyi ki kesişti yollarımız... Seviyorum sizi."
avatar022

Ece A.

İletişimLütfen bize ulaşın

contact

KIBRIS OBEZİTE MERKEZİ
Dr. Suat Günsel Üniversite Hastanesi
Şehit Yahya Bakır Sokak Karakum Girne / KKTC
Tel: +90 (533) 843 97 75
Email: [email protected]

Çalışma Saatleri

Pzt-Cuma: 08:30 - 17:30
C.tesi: 08:45 - 14:00
Pazar: Kapalı

İLETİŞİM FORMU

Form not found or is not published

Tüp Mide Kıbrıs

Obezite Kıbrıs

Obezite Cerrahisi Kıbrıs

Mide Balonu Kıbrıs

Gastrik Bypass Kıbrıs Operasyon

Obezite Cerrahisi

Obezite konusunda deneyimli doktor

Obezite doktoru

Mide tüpü uzmanı

Obezite ameliyati fiyatları

Obezite ameliyati ücretleri

  1. Kıbrıs'ta obezite cerrahi uzmanı

  2. Kıbrıs 'ta mide balonu ameliyatı

  3. Obezite tedavisi sonrası estetik

  4. Obezite ve Diyet