Yeni zamanların en önemli dertlerinden biri “aşırı kilo” ya da bilimsel ismiyle “obezite.”
Aşılı kilolu olmanın yandaş hastalıklarla birlikte vücudumuza yönelik yüklerini düşündükçe, tedavi seçenekleri hakkında bilinçlenmek çok daha önemli oluyor.

Obezite kimileri için sosyal bir sorun gibi görünse öncelikle sağlığımızı tehdit ediyor; vücutta oluşturduğu ciddi sıkıntıların yanında akut veya kronik birçok ölümcül hastalığa neden olabiliyor.

Estetik anlamda istenmeyen bir görünüme neden olması yanında psikolojik sorunlara da yol açıyor. Yine de en önemli risk faktörü aşılı kilodan kaynaklanan yandaş hastalıkların ortaya çıkmasıyla başlıyor.

Niyetimiz sizleri korkutmak değil!
Çünkü obezitenin tedavisi mümkün olduğunu biliyoruz.

Sağlıklı birey olmanın en önemli koşullarından biri doğru beslenmek ve ideal kilonuzu korumaktır.

Bunun için diyetisyeninize kulak vermeniz, eğer ihtiyaç varsa uzman hekimler gözetiminde tedavi seçeneklerini değerlendirmeniz önemlidir.

Obezite sorunu yaşıyorsanız, sorunu ertelemek ve sağlığınızı tehdit etmek yerine çözüme odaklanmalısınız.

Yaşam kalitesini ciddi anlamda düşüren obezite tedavi edilebilen kronik bir hastalıktır.
Evet, tedavi edilebilir.

Obezite tedavisinin kişiye özgü olması gerekmektedir. Obezitenin tedavisinde; tıbbi beslenme (diyet) tedavisi, egzersiz tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, ilaç tedavisi, cerrahi tedavi gibi farklı yöntemler uygulanmaktadır.

Diyet programları ile başarı şansı varsa kişiye özgü hazırlanan beslenme programları ile bu mümkündür.
Peki, farklı diyet programlarına rağmen sonuç alınamıyor ne yapılmalıdır?
İşte burada “obezite cerrahisi” diye adlandırılan birtakım tedavi yöntemlerine başvurulması gerekebilir.

Gastrik bypass, tüp mide ameliyatı, mide küçültme ameliyatı gibi bu yöntemlerin nasıl ve hangi durumlarda uygulanacağına ilgili alanda uzman hekimler tarafından yapılan detaylı muayene ışığında karar verilmelidir.

Yapılan çalışmalar göstermiştir ki morbid obezite tedavisinde cerrahi dışı yöntemlerle kalıcı kilo verme oranı %2 civarındadır.

Günümüzde morbid obezitenin kalıcı ve etkin tedavisi cerrahidir.

Obezite tedavisi hastanın da benimseyeceği doğru bir ekip çalışması ile mümkündür.
Tam bir “takım oyunu” ile sonuca ulaşılır.
 Endokrinoloji, genel cerrahi, psikiyatri, diyetisyenden oluşan bir ekip hastayı değerlendirmeli ve tedavi yöntemini belirlemelidir.

Obezitenin Kalıcı Tedavisi Cerrahi Uygulamalardır.

Obezitenin tedavisinde, diyet ve egzersizle daha düşük oranda başarı sağlanırken, cerrahide bu oran yüksektir. Obezite cerrahisi kişinin sadece estetik görünümünü iyileştirmekle kalmaz yaşam kalitesine de olumlu katkı sağlar.

İşte bu nedenle kalp ve damar hastalıkları, psikolojik bozukluklar ve uyku apnesi gibi hastalıklara karşı cerrahi ile kalıcı kilo verilmesini başarmak çok önemlidir.

Obezite cerrahisinde yöntem kişiye özel olarak belirlenmektedir. Hastalar konforlu bir ameliyat sürecinin ardından en erken zamanda iş ve sosyal yaşamlarına dönerken, uygun planlama ile ideal kilolarına kavuşabilmektedir.

Şişmanlıyorsanız bir sebebi vardır!

Hep aklımızda döner, durur aynı soru: Niye kilo alıyorum?

Öyle ki, gereksiz atışmalar yaparken dahi bunu normalleştirmeye çalışır, kendimizi ikna ederiz: Aslında düzenli besleniyorum!

Oysa çoğu zaman bunun kocaman bir yalan olduğunu biliriz.

Düzensiz ve dengesiz beslenmek, hızlı yemek tarzı, spordan uzaklaşmak ve hareketsiz yaşamak kilo almanın en önemli sebepleridir.
Obezite böyle ortaya çıkıyor.
Mesele sadece estetik de değildir.
Çünkü kilo alırken kimi hayati organlarımız da yağlanıyor.  

Beslenme hatalarının en başında uzun açlık dönemlerinin ardından kontrolsüz yemekler, karbonhidrat içerikli maddeler ve şekerli içecekleri çok tüketmek geliyor.

Böylesi beslenme hataları obezitenin en önemli sebepleri olarak ortaya çıkıyor.

Anne ve babanın her ikisi birden kilolu ise çocuklarda obezite görülme ihtimali yüzde 80’dir. Şeker hastalığı, tiroit bezi hastalıkları, böbrek üstü bezi hastalıkları gibi bazı hormonal sebepler obezite nedenleri arasında yer alabilir.

Yağlanmanın önüne geçmek için çocukluk çağından başlayarak sağlıklı beslenme düzeni ve hareketli yaşam tarzının benimsenmesi gerekir.

Sağlıklı, yetişkin bir erkeğin günde ortalama 2500 kaloriye, sağlıklı yetişkin bir kadının ise günlük ortalama 2000 kaloriye ihtiyacı vardır. Günümüzde herhangi bir fast food zincirinde üretilen ortalama bir hamburger yaklaşık olarak 1500 kaloridir. Aynı şekilde gazlı ve alkollü içecekler de çok fazla kalori içerir. Bu nedenle bu gibi besinlerin sık olarak tüketimi obeziteye neden olabilir.

Obezite Nedenlerine Göz Atalım

• Aşırı, kontrolsüz ve yüksek kalorili beslenme

• Tiroid bezinin yeterli hormon üretememesi

• Steroid hormonlarının aşırı üretimine neden olan Cushing Sendromu

• Egzersiz ve fiziksel aktivite yetersizliği

• Psikolojik faktörler

• Genetik faktörler

• Uyku eksikliği

• Tümörler (Nöroendokrin)

• Duygusal açlık 

• Yaşlanmaya bağlı kas erimesi (Sarkopeni)

• Kronik yorgunluk 

• Kullanılan ilaçlar

• Sıklıkla ve düşük enerjili diyetler

• Sigara ve alkol kullanma alışkanlığı ya da bağımlılık

• Doğum sayısı ve sık doğum aralığı

• Anne sütünün yetersiz alınması

• Yaş

• Cinsiyet

• Sosyal ve kültürel etmenler

Obezitenin Yol Açtığı Hastalıklar Nelerdir?

Diyabet – İnsülin Direnci

Obeziteye bağlı en sık gelişen kronik hastalık halk arasında “şeker” olarak anılan diyabet hastalığıdır. Peki “diyabet” nasıl ortaya çıkar? Yağ dokusunun aşırı miktarda artması, vücuttaki hücrelerin insülin hormonuna karşı olan duyarlılığını azaltır ve bu durum insülin direncine neden olur. Kandaki şeker, insüline karşı duyarsızlaşan hücrelerle çatışır. Böylece kan şekeri yükselir. Söz konusu durum, Tip-2 diyabetin gelişmesinde etkili olan sorundur. Tip-2 diyabet, şeker hastalığının en yaygın türüdür ve obezite hastalarının birçoğunda insülin direnci görülür. Prediyabet (diyabet öncesi) olarak isimlendirilen ve diyabetin henüz tam olarak gelişmemiş olduğu başlangıç seviyesindeki hastalarda insülin direnci gözlenir. İşte bu dönem çok önemlidir. Çünkü zayıflama diyeti ya da obezite cerrahisi ile bu süreçte, diyabet hastalığının oluşması engellenebilir.

Hipertansiyon

“Tanisyon hastasıyım.”
“Hangimiz değiliz ki?”
Çok sık karşılaştığımız günlük konuşmalar.
Tansiyonumuz iner, çıkar!
Bunun en önemli sebeplerinden birinin de aslında beslenme alışkanlığındaki yanlışlarımızdan kaynaklandığını görmeyiz, görmek istemeyiz.

Dünya genelinde yaygın hipertansiyon hastalığı, obezite hastalarında normal kilodaki bireylere oranla yaklaşık olarak 3 kat daha fazla görülür. Obez bireylerde hipertansiyonun ortaya çıkış sebepleri arasında yağ dokusundaki artış, buna bağlı olarak aşırı insülin üretimi (hiperinsülinemi) ve insülin direnci, damar ve hücre yapılarında bozulmalar gibi pek çok faktör yer alır. Dolayısıyla obezite hastalarının ideal kilolarına ulaştırılması, hipertansiyonun önlenmesi veya ilerleyişinin engellenmesi açısından oldukça etkilidir.

“Tansiyonunuz çıkmadan” önce bir diyet ve beslenme uzmanına danışmanız, doğru beslenmeniz, tavsiyelere uymanız çok önemlidir.

Koroner Arter Hastalığı

Hepimizin kalbi var. Hepimizin kalbimizi korumak gibi bir görevi de var!
Çünkü kalp hastalıklarının da en önemli sebeplerinin başında obezite geliyor.
Obez bireylerde özellikle göbek çevresi ve karında oluşan aşırı yağlanma, kalbin üzerinde baskı oluşturarak çalışmasını olumsuz etkileyebilir. Bunun yanı sıra obeziteye bağlı gelişen insülin direncinin sonucunda kan şekeri yükselerek damar çeperlerinde yapısal bozulmalara yol açabilir. Bu da kardiyovasküler hastalıkların temelini oluşturabilir. Tüm bunlardan kaynaklı olarak obezite hastalarında kalp ve damar hastalıklarının görülme olasılığı sağlıklı kişilere oranla oldukça yükselir. Obezitenin mümkün olduğunca erken tedavi edilmesi ise bu hastalıkların önlenebilmesi açısından önem taşır.

Safra Kesesi Hastalıkları

Obezite hastaları, çoğunlukla kandaki kolesterol değerleri yüksek olan bireylerdir. Safra kesesinde üretilen safra sıvısının içeriğinde de bulunan kolesterolün kan değerinin normalin üzerine çıkması, safra kalitesinin bozulmasına, bu da safra kesesinde taş oluşumuna neden olur. Bu nedenle safra kesesinde taş ve safra kanallarında tıkanıklık gibi olumsuzluklarla seyreden safra kesesi hastalıkları obezite ile doğrudan ilişkilidir.

Felç (İnme)

Obezitenin risk faktörü olarak değerlendirildiği sağlık sorunlarından bir diğeri de halk dilinde “inme” olarak da bilinen felç durumudur. Vücudumuzun belirli bölgelerinde kasların istemli şekilde hareket yeteneğini kaybetmesi felç olarak adlandırılan durumdur. Obezite hastalarında damarlarda oluşan yapısal bozulmalar ve tansiyon yüksekliği riskinin artması gibi sebeplerle miyokard infarktüsü (kalp krizi) ve beyin kanaması gibi ciddi akut komplikasyonların görülme sıklığı önemli ölçüde yükselir. Tüm bunların felç sebebidir.

Uyku Apnesi

Şişmanlık zordur!

Uyurken dahi!

Hatta uyurken çok daha zor hatta çoğu zaman tehlikelidir.

Obezite hastalarında damak ve küçük dil bölgesinde sarkma ve büyüme, solunum yollarında darlaşma ve nefes darlığı sıklıkla görülür. Uyku sırasında yatar pozisyonda olan vücutta karın bölgesinin oluşturduğu ağırlıktan kaynaklı olarak solunum yolunda daralma söz konusu olur. Bu komplikasyonların sonucu kişide uykudayken belirli bir süre için nefes alıp vermenin durması ile karakterize bir sağlık sorunu olan uyku apnesi ortaya çıkar.

Astım

Yaşam kalitesini ciddi ölçüde zorlaştıran hastalıklardan biri olan astım, obez bireylerde normal kilodaki bireylere oranla çok daha ağır seyreder. Astım atakları bireylerin kilosundaki artışa bağlı olarak çok daha sık görülebilir ve hastalığın kontrol altında tutulması zorlaşır. Dolayısıyla obeziteyle bir arada seyreden astım hastalığının tedavisinde başarı oranının yükseltilebilmesi açısından kilo kontrolünün sağlanması önemlidir.

Psikolojik Problemler

Obezite hastaları çoğu zaman içe kapalıdır, mutsuzdur, sosyal yaşamdan uzaklaşmıştır.
Tıbbi komplikasyonların yanı sıra estetik anlamda da olumsuzluklar yaşayan obezite hastaları, toplum içerisinde dışlanma gibi sorunlar da yaşar. Bu hastalarda depresyon, özgüven eksikliği, obsesif kompülsif bozukluk gibi birtakım psikolojik sorunların görülme olasılığı yükselir. Psikolojik sorunları aşmanın yolu da bireyin ideal kilosuna ulaşmasıdır.

Bu mümkündür!

Başarının ilk adımı değişime inanmaktır.

Obezite Nedir?  “Şişmanlık” kader midir?

Obezite ya da şişmanlık ne kader ya da yazgı ne de şanstır.

Kimi zaman yanlış beslenme, kimi zaman farklı sağlık sorunları nedeniyle ortaya çıkan bir hastalıktır ve bunun utanılacak, ayıplanacak, toplumdan uzak kalmayı gerekecek bir yanı yoktur.

Çünkü obezite iyileştirilebilir, önüne geçilebilir, tedavi edilebilir.

Obezite ya da halk arasındaki söylemle şişmanlık, vücutta aşırı yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.

Obezitenin nasıl ortaya çıktığı yönünde bilinçli olmamız gerekiyor.
Besinlerle alınan enerji eğer tüketilen enerji miktarını aşıyorsa sıkıntı var demektir.
Çünkü bu aşırılık zamanla yağ olarak vücutta depolanır.

Aşırı ve gereksiz beslenme, fiziksel aktivite azlığı, kimi sağlık sorunları “şişmanlık” olarak geri döner. Bu “şişmanlık” önce mutsuzluğa ardından da pek çok sağlık sorununa dönüşür.

Hepimiz ezberliyoruz: Vücut Kitle İndeksi (VKİ)

Vücut Kitle İndeksi (VKİ) – Body Mass Index (BMI) gibi kavramlar sanırım artık kimselere yabancı değildir.

Vücut kitle indeksi, kilogram olarak ağırlığın, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle hesaplanır. Vücut kitle indeksi (beden kitle indeksi) hesaplama değeri 30’un üzerinde olan kişi obez, 40’ın üzeri olan kişi ise morbid obez olarak kabul edilir ve bu durumda tehlike sirenleri çalmaya başlar!

İnternet çağında “Vücut kitle indeksi hesaplama” diye herhangi bir arama motoruna yazdığınız zaman karşınıza boy ve kilonuzu yazacağınız seçenekler çıkar!

Sizin için gerekli matematik işlemleri yapılır ve sonuç size yansıtılır.

Yine de bir örnekle bu hesabı nasıl yapacağınızı size anlatalım.

Diyelim ki kilonuz 87.
Boyunuz da 1.80

Boyunuzun karesini almak için 1.80 x 1.80 işlemi yapıyor, 3.24 sonucunu alıyoruz.
Demek ki 87’yi, 3.24’e bölüyoruz.
26.8 gibi bir sonuç çıkıyor.
Bu durumda metin yazarınız ‘etine dolu’ yani ‘fazla kilolu’ görünüyor.

Vücut Kitle İndeksi’ni 6 farklı kategoride tanımlayabiliriz

Siz de kendi boy ve kilonuza göre Beden Kitle İndeks oranınızı aşağıdaki verilere göre öğrenebilirsiniz:

Eğer Beden Kitle İndeksi 30’un üzerindeyse bir uzamana danışmanızı öneriyoruz.

40’ın üzerinde olması morbid obezite ve 50’nin üzerinde olması ise süper morbid obezite olarak adlandırılıyor.

Böylesi rakamlarda mutlaka uzman desteğine ihtiyaç vardır.

Obezite hastalarında kimi belirtiler öne çıkmaktadır; horlama, aşırı terleme, uyku apnesi, eklemlerde ve sırtta ağrı, ciltte tahrişe bağlı enfeksiyon, en ufak harekette bile yorularak nefessiz kalma gibi belirtiler öne çıkar.

Obezite, insan vücudunda kalp ve damar, solunum, sindirim gibi sistemleri ve hormanları olumsuz etkileyen ayrıca birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalıktır. Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, diyabet, yüksek kolesterol,  solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık, iktidarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu, bazı kanser türleri, obezite ile bu hastalıklardan bazılarıdır.

Sonuç olarak obezite insan yaşamını kısaltan ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak tanımlanabilir.

Araştırmalara göre obezite özellikle son 20 yılda tüm dünyada süratle artmakta ve yayılmaktadır. “Salgın” diye nitelenebilecek bu sağlık sorundan ülkemiz de etkilenmektedir. Kadın nüfusumuzun yaklaşık üçte biri, erkek nüfusumuzun ise yaklaşık beşte biri obez, yani şişmandır.

Obezite bugünün dünyasında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından obezite, sağlığı olumsuz etkileyecek ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

Vazgeçmek yok!
Obezite elbette tedavi edilebilir!

Dünyada giderek yaygınlaşan obezite, yaşam kalitesini ve süresini anlamlı ve önemli derecede etkiliyor. Ancak hemen başımızı eğmek, üzülmek ve vazgeçmek yok; çünkü obezite tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Obezitenin tedavisinde diyet eşliğinde egzersiz veya cerrahi yöntemler uygulanıyor. Uzmanlar, kişiye uygun tedavi yöntemini belirleyerek, obez kişinin sağlıklı kiloya ulaşmasını ve bu kiloyu korumasını amaçlıyor

Obeziteyi yenerek yüksek tansiyon, kalp, uyku apnesi, meme kanseri, kalın bağırsak kanseri ve prostat kanseri gibi hastalıklarla mücadeleyi kazanabilir, sağlıklı bir yaşama adım atabilirsiniz.

Kimler Obezite Ameliyatı Adayıdır?

Vücut Kitle İndeksi 35-40 arasında aşırı şişmanlığa bağlı tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, uyku apnesi gibi sorunları olanlar da obezite ameliyatı açısından morbid obez kabul ediliyor. Hatta şişmanlığa bağlı “yeni” tip 2 şeker ve metabolizma bozukluğu olan ve VKİ 30 – 35 arasındaki hastalarda bile artık ameliyat yapılması söz konusu oluyor.

Morbid Obezite Nasıl Tedavi Edilmeli?

Morbid obez hastaları için ilk tedavi seçeneği diyettir. Fakat 6 aydan az süren ve en az 2 kez uygulanmış diyetler başarısız olmuşsa eğer artık diyet tedavisine devam edilmemelidir. Bu durumda en etkili tedavi seçeneği ameliyattır ve en kısa süre içinde yapılmalıdır.

Yaşam kaliteniz ve süreniz için modern tıp her zaman hizmetinizdedir.

Obezite ameliyatını adım adım yaşayalım

Aşırı kilolu olmanıza rağmen ne diyet ne de spor sizin için çözüm olamadı, doktorunuzla konuştunuz ve obezite cerrahisine karar verdiniz.

“Başıma neler gelecek” diye düşünüyorsunuz.

Size adım adım obezite ameliyatını anlatmak, bir anlamda ameliyatı önceden yaşatmak istiyoruz. Unutmayınız, bu operasyonun hiçbir aşamasında yalnız değilsiniz.

1. Adım

Hasta koordinatörümüz iletişim için sizi bekliyor!

Obezite ameliyatı öncesinde hasta koordinatörümüzden bilgi alabilir, tüm sorularınızı yöneltebilirsiniz. +905338439775 numaralı telefondan hasta koordinatörümüzle dilediğiniz zaman görüşebilirsiniz. 

Ön görüşmede “Vücut Kitle İndeksiniz” hesaplanacak, tüm sağlık verileriniz alınacak, tedavi seçenekleri paylaşılacak ve kapsamlı bir kontrol sonrasında size en uygun yöntem belirlenecektir.

Siz yine de endişeli misiniz?

O zaman cerrahımızla online görüşme yaparak tüm soru işaretlerine yanıtlar bunla imkanına sahipsiniz.

Operasyon öncesinde kişisel sağlık bilgileriniz doktorlarımız tarafından detaylıca incelenecek ve operasyona uygunluğunuz kontrol edilecektir.

Tıbbi onay uzman hekimlerimiz tarafından verilecek ve sizinle birlikte ameliyat için uygun zaman saptanacaktır.

2. Adım

Sizi havaalanında karşılıyor, otelinize götürüyoruz.

Kıbrıs’a mavi bir yolculuğun ardından adaya ayak bastığınız ilk andan itibaren yanınızdayız. Havalimanı çıkış kapısında isminizle karşılanacak, bagajlarınız alınacak, transferiniz VIP aracımızla yapılacak, otelinize getirileceksiniz.

9 gece 10 gün boyunca Kıbrıs’ta misafirimiz olacaksınız. Hasta koordinatörlerimiz tüm ihtiyaçlarınızı sabırla dinleyerek size gerekli desteği sağlayacaktır.

3. Adım

Doktorunuz Varol Esatoğlu İle Görüşme ve tetkik zamanı

Ameliyattan önceki hazırlık sürecinde cerrahınızla ve hasta koordinatörünüzle yakın iletişim halinde olmanız rahat ve başarılı bir operasyon geçirmeniz için ilk kuraldır. Doktorunuza duyacağınız güven, yeni bir hayatın da en önemli adımı olacaktır. Unutulmasın ki ameliyat tek başına bir çözüm değildir. Yeni bir yaşama başlıyorsunuz ve artık değişimin zamanıdır. Bu süreçte profesyonel bir ekip tarafından desteklenmeniz başarı oranlarını arttıracaktır.

İlk tetkikler için sabah sizi biraz aç bırakacağız.

Şoförümüz sabah erken saatlerde sizi otelinizden alarak hastanemize getirecektir.

Sonrasında cerrahımızla ve ekibimizle tanışacak, operasyonunuz ile alakalı gerekli belgeleri okuyacak, onaylayacak ardından da tetkikleriniz başlayacaktır.

Tedaviye uyumluluğunuzu gözden geçirmek adına sizlere şu tetkikleri uygulayacağız:

• Kan tahlilleri

• SFT (Solunum Fonksiyon Testi)

• EKG (Kalp Grafisi)

• Akciğer Grafisi

• Tüm Batın USG

Olası mide patolojileri için de ameliyat öncesi endoskopi ile mide değerlendirmesi yapılacaktır.

Eğer yandaş hastalıklar varsa ek testler de istenebilir.
Çünkü bizler için sağlığınız çok ama çok önemlidir.

Tetkikler yapıldıktan sonra endokrinoloji, göğüs hastalıkları, kardiyoloji, psikoloji birimleri tetkiklerinizi değerlendirecek.

En son olarak tüm doktorların raporları ile birlikte anestezi doktoru tarafından gerekli kontroller yapılacak.

Anestezi doktoru, “hastanın anestezi almasına herhangi bir engel var mı? Varsa ne gibi önlemler almak gerekir?” gibi sorunların yanıtlarını arayarak önceden risk tespiti yapar. Eğer ameliyata engel bir durum varsa ameliyat iptal edilebilir veya hastalığa uygun tedavi süreci uygulanarak daha sonra ameliyat yapılabilir. Doktorumuz tetkiklerinizin sonuçlarını incelerken size operasyonunuz hakkında çeşitli bilgiler verecek ve böylece aklınızdaki tüm sorulara yanıt bulmuş olacaksınız.

Önemli bir anımsatma!
Bu bilgiler size zaten verilecek ama yine de söylemiş olalım ameliyattan 12 saat önce katı gıdaların, 8 saat önce de sıvı tüketiminin sonlanması gerekmektedir.

Tüm bu işlemler bittikten sonra özel şoförümüz sizi anlaşmalı otelimize geri götürecektir.

4. Adım

Son hazırlıklar ve o gün geldi: Hayata yeniden doğuyoruz.

Ameliyat günü hastaneye gelmeden önce kendinize özel bir küçük bir bavul hazırlayabilirsiniz. Tercihen yanınıza kısa kollu t-shirt ve şort gibi rahat ve değişimi kolay kıyafetler almanızı öneririz. Unutmayın, hastanede yattığınız süre içinde serum desteği alacaksınız. Kıyafet seçimini bunu düşünerek yapmanız iyi olacaktır. Hastanede sadece 3 gün kalacağınızı da göz önünde bulundurunuz. CPAP cihazı kullanıyorsanız, kendi cihazınızı yanınıza almanız uygun olabilir. Dudak nemlendirici, deodorant, bakım kremi gibi özel kozmetiklerinizi de birlikte getirebilirsiniz. Hastane koridorlarında yürürken kullanabileceğiniz rahat kıyafetler ve terlikler işinizi kolaylaştıracaktır.

Kullandığınız tüm ilaçlarınızı da yanınıza alınız, fakat ameliyat sabahı hiçbirini kullanmayınız ve mutlaka bu yönde doktorunuzla görüşünüz.

İlaçlarınız hemşirelerimiz tarafından teslim alınacak, gereklilik halinde tedaviniz düzenlenecektir. Ameliyatın ilk gününden sonra kendinizi gayet iyi hissedeceğiniz için sıkılmak istemiyorsanız tablet, laptop, telefon, kitap, dergi gibi vakit geçireceğiniz eşyalarınızı da alabilirsiniz.

Ameliyattan önceki gece 00.00’dan sonra aç ve susuz kalmalısınız. Genel anestezi alacağınız için bu durum son derece önemlidir. Ameliyat sabahı bir şey yer veya içerseniz bunu mutlaka doktorunuza veya asistanına söyleyin. Bu durum ameliyatınızın ertelenmesine neden olabilir.

Ameliyat süresince 3 gün hastanede kalacaksınız, ancak otel odanızı boşaltmanıza gerek yoktur. Eşyalarınız güvenle otelinizde kalabilir. Otel, hastaneye yakın olduğu için refakatçiniz rahatça gidip ihtiyaçlarınızı size getirebilecektir.

Hastaneye gelmeniz gereken saat bir gün önceden size koordinatörümüz tarafından telefon ile bildirilecektir. Ameliyat günü sabah erken saatlerde şoförümüz sizi otelinizden alarak hastanemize getirecektir. Hastaneye geldiğinizde koordinatörümüz tarafından karşılanacaksınız ve yatış işlemleriniz yapılacaktır. 

Odanıza çıktığınız zaman servis hemşiresi tarafından damar yolunuz açılacak ve emboli engelleyici çorabınız giydirilecektir. Erkek hastalarımız için gerek görülürse karın bölgesi tıraşı yapılacaktır. Ameliyat öncesi odanızda genel anesteziyi uygulayacak anestezi uzmanı doktor tarafından tekrar değerlendirileceksiniz. 

Ameliyathane

Hazırlıklar tamamlandıktan sonra planlanan saatte ameliyathaneye alınacaksınız. Odadan ayrılmadan önce sakinleştirici bir enjeksiyon yapılacaktır. Ameliyathanede anestezist, hemşireler ve ameliyathane personelinden oluşan bir ekip sizinle ilgilenecektir. Ameliyat süreniz uygulanacak yönteme göre değişiklik göstermektedir. Tüp mide ameliyatı süresi yaklaşık 1 saattir. Gastrik Bypass ameliyatı 1.5 ile 2 saat arası sürmektedir. Siz bu sürede uzman anestezi ekibimizin kontrolünde uykuda olacak, sağlığınız için önemli bir değişimle uyanacaksınız.

Uyanma Odası

Ameliyat sonrasında anestezi sonrası bakım odasına alınacaksınız.

‘Yeniden merhaba!’

Gözlerinizi açtınız ve belki kimi ağrılarınız var, ancak, önemli bir operasyonu başarı ile tamamladınız.

Burada anestezi teknisyenleri ve hemşireler durumunuzu kontrol edecek ve yaklaşıcık 45 dakikalık bir bekleme sonrasında servisteki odanıza çıkartılacaksınız.

5. Adım

Hastaneden Taburcu Olma

Ameliyatınız başarıyla gerçekleşti ve ameliyatınıza bağlı olarak belli bir süre de hastanede müşahede altında kaldınız.  Şimdi, hastaneden taburcu olma ve otelinize dönüş zamanı geldi. 

Önce doktorunuz Varol Esatoğlu ve diyetisyeniniz, kontrollerinizi gerçekleştirecek ve ameliyat sonrası yeni döneminizle ilgili çeşitli bilgileri sizinle paylaşacak.

• Sıvı beslenme süreciniz bariatrik diyetisyeniniz tarafından size açıklanacak.

• Ameliyat sonrası kullanmanız gereken ilaçlar verilecek ve bu ilaçları nasıl kullanacağınız bariatrik diyetisyeniniz tarafından anlatılacak.

• Doktorunuz Varol Esatoğlu, siz hastaneden taburcu olmadan önce son kontrollerinizi yapacak.

Doktorunuz ve diyetisyeniniz gerekli onayı verdikten sonra yeniden otelinize döneceksiniz.

6. Adım

Son Kontroller

Hastaneden taburcu olduktan 4 gün sonra son kontrollerin yapılması için konakladığınız anlaşmalı otelimizden VIP transfer aracımızla alınacak ve hastaneye getirileceksiniz. Doktorunuz Varol Esatoğlu ve diyetisyeniniz, siz evinize dönmeden önce her şeyin yolunda olup olmadığını değerlendirmek için muayene edecekler.

• Genel sağlık kontrolleriniz yapılacak ve ameliyat dikişlerinizi kontrol edilecek.

• Bariatrik diyetisyeniniz vücut kitle endeksinizi ölçecek ve bundan sonraki yaşamınızda uymanız gereken diyet programını sizinle detaylı bir şekilde paylaşacak.

Hayatınız için yeni bir başlangıca artık hazırsınız.

7. Adım

Eve Dönüş

Sizi çok özleyeceğiz ve umarım, sizinle, çok daha sağlıklı ve güler yüzle, hem de yepyeni bir bedenle yeniden görüşeceğiz.

Harika 9 günün ardından şimdi sıra yeniden sevdiklerinize kavuşmaya geldi.

Sizi çok özlediler!

Uçak saatinize göre özel şoförümüz sizi otelinizden alıp havalimanına götürerek yolcu edecektir. Ameliyat sonrası takip sürecinde istediğiniz zaman bize ulaşabileceksiniz. Uzun yıllar görüşeceğiz ve sizin sağlığınızı tekrar geri kazanmak için başarıya odaklı bu yolculuğunuzda hep yanınızda olacağız.

Tatile de bekleriz.

Biz hep burada olacağız.